Suriyeli Elemanlar Ve Iş Bilmezlikleri...

Açıkça bir nalına bir mıhına vuruyon , bu gün Almanya bile uyum gösteremiyenleri sepetliyor , biz bu kadar nüfusu nasıl uyumlu hale getireceğiz ? Elbette savaş koşullarını tahmin dahi edemeyiz , ama bu kaçıp gelen 415 bin savaşabilecek durumda olanların saflarına katılıp savaşacakları bir güç yok muydu ? Bırakın ahiretten , acımaktan , kardeşim ülkemizin kimyasını bozdular, Suriyeyi bu hale getiren batılı ülkelerin tek bir kara gücü yok orada savaşan , şimdiden çıkarları için her şeyi şekillendirmeye bakıyorlar, biz ise politikasızlığın sonucu bu duruma kendimizi düşürdük.


iPhone 5c cihazımdan tapatalk aracılığıyla gönderildi

 

Kendi ülkemizin yürüttüğü yanlış politikanın sonucudur bu olanlar. Ben de bu adamların yerinde olsam, böyle bir savaş olsa ve bana daha iyi şartlardaki bir ülke kucak açsa koşa koşa giderdim. Sizinki dile kolay.. Başa gelmeden kimse bilemez. Ülke için savaşmak elbette ki kutsal bir görev lakin şunu da kendimize soralım; bu ülkeyi savaşmaktan beter duruma sokanlara ne yapabiliyoruz? Onları koruyup yüceltmekten başka...

İkincisi, Almanya'da bizim milletimiz adına uyum sorunu diye bir şey kalmadı artık. Onlar yıllar yıllar önceydi.. Nihayetinde 50 yılı aşkın bir süredir Almanya'dayız.

 

Şimdi de aynı şey olmuyor mu? kavga edenlerin, savaşıp birbirlerini öldürenlerin hepsi "din kardeşi" değil mi bu coğrafyada? Bizi ortak kılan din değil, vicdanımızdır. Osmanlı zamanında gayrimüslimlerle olan ilişkilerimiz bile hat safhada iyiyken, şimdi dönüp bakın bakalım hangi komşu devletle iyi ilişkiler içerisindeyiz? Geçmişten ders çıkarmak demek tarihe böylesine saplanıp herkese kin tutmak demek olmamalı.

Örneğin; hem bizim tarih kitaplarımızda, hem de komşu devletlerinkinde benzer şeyler yazıyor. Biz Yunan şöyle düşmandı, Ermeni böyle döldü, Rum şöyle piçti, Arap bizi şöyle sattı, Farsi bizi böyle attı vs diye okurken, onlar da Osmanlı şöyle astı, Türkler böyle kesti diye okuyor. Biz, İngilizler ve Fransızlar Musul'u, Kerkük'ü vd bizden aldılar diye yazarken, onlar ingilizler ve Fransızlar bizi Osmanlı işgalinden kurtardı diye yazıyor. Bunları bizzat araştırdım, Suriye'de okutulan ders kitaplarında yazdığına emin olduğumdan da buraya yazıyorum. İçlerimizi kin ve nefretle doldurmaya çalışıyorlar ve bunu çok iyi başarıyorlar. Müslümanların müslümanlarla savaştığı ve ne gariptir ki İslamiyet uğruna birbirlerini öldürdükleri bir dünya yarattılar.

 

Ülkede bir iç savaş var ve taraflar belli, Şam yönetimi ve ÖSO. Terör örgütleri terör örgütüdür. Hangi tarafı seçersen seç kaç tane olursa olsun hepsine karşı savaşırsın. Rejim veya ÖSO hangi tarafı seçecekleri kendi siyasi görüşleridir ve her ikisi de hem birbirleri hem de terör örgütlerine karşı savaşıyor . Yorum yapmak, bu konuyu politika mazlzemesi yapmak ve onların ülkesi için en doğru olanı seçmek benim haddime değil. Ama her iki tarafta savaşanların hepsi ailesini ve savunmasız insanlarını geride bırakıp savaşıyor. Suriye'de şehit olan aslanlarımız bekar ve kimsesizlerden mi oluşuyor? Dünyanın her köşesinde teröre ve işgale karşı ülkesini korumak için savaşan herkesin ailesi, sevdikleri, sevenleri var. Suriye rejimi veya ÖSO "savaş değil, vahşet bu" diyip ülkeyi IŞİD'e mi bırakıyor? Ben sizin gibi düşünmüyorum açıkçası.

 

Kusura bakma, insanların namusuna, karısına, kızına, malına mülküne çöken, vahşi bir örgütün olduğu yerde ben sıradan bir vatandaş olarak bu saydığım değerler için tabi ki endişe duyar ve ardıma bile bakmadan kaçardım.
Üstelik bu örgüte zamanında silah ve gıda yardımı yapmış, onlardan tonlarca kaçak petrol almış ve onlara bu sayede finans sağlamış bir ülkenin vatandaşı olarak sizin kadar acımasız yaklaşamazdım.
Bu pisliklerle ve çıkarlarla dolu savaşın ortasında kalkıp masum insanları suçlamak "en son şey" olabilir miydi?; orası bile tartışılır..

 

Ülkemiz zor bir durumda olduğunda, kaçıp başka bir ülkeye yerleşmemiz doğru olmaz. Bu vatan kaçılarak kurtarılmadı, kurulmadı da.
Zamanında Suriye halkı, ülkesinde kalıp vatanını savunabilseydi ve hükumetimiz eli silah tutanları desteği kesip, tüm sınırdan çıkışları kapatsaydı, bugün bambaşka bir Suriye olurdu. Yanlış politikayı zaten kendileri de kabul etti.

Cumhuriyet ve laiklik ilkesinin bana verdiği özgürlüğe göre şunu söyleyebilirim;
Hatay yerel halkının çoğu Arap kökenlidir. Buna bende dahilim. Ama her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ve gurur duyuyoruz. Hatay halkı da baştan beridir Suriyelilerden bıktı.
Sebebine gelirsek; ne zaman Hatay'da bir vukuat olsa, altından Suriyeli çıkıyor, ne zaman rogarlar, ızgaraları çalınsa Suriyeli, ne zaman bir yere zarar verilse Suriyeli çıkıyor. Ne zaman hırsızlık olayı yaşansa Suriyeli çıkıyor.
Her şeyin bir sınırı vardır, misafirliğinde bir sınırı vardır değil mi?

Size şöyle anlatayım; Cumartesi günü dilenci operasyonu yapıldı, isterseniz haberin linkini veya operasyonun fotoğraflarını atayım. 1 dilencinin üzerinden çıkan miktar sadece 137 TL. Bu günlük kazancı.
Ucuz Suriyeli işçiler nedeniyle bir çok Türk vatandaşı işinden çıkarılıyor. 2 ay içinde bölgemizdeki Sosyal Markete 300'e yakın vatandaşımız başvurdu.
Bu ne demek oluyor biliyor musunuz? Eskiden evine ekmek götüren kişinin, ucuz Suriyeli işçi yüzünden şimdi bir ekmeğe muhtaç olması demek oluyor.

Eğer misafir isen, çalıp çırpmayacaksın, zarar vermeyeceksin. Başkasının hakkını yemeyeceksin. Gideceksin çadır kente, günde 3 öğün yemeğini yiyeceksin, kimsenin ekmeğiyle oynamayacaksın. Yukarıda MSC bey'de güzel bir örnek vermiş..

 

İlk cümleniz sizin şahsi düşünceniz. Tamamen sizinle ilgili, Suriyeli'lerle ilgisi yok.
İkinci cümleniz tamamen politika. Sizinle aynı şeyi düşünüyor bile olsam söylediklerinizin kanıtı olmadığı için hiç tanımadığım binlerce insanın okuyacağı bir platformda dile getirmem.
Üçüncü cümlenizde de tüm Suriyelî'leri istemiyormuşuz gibi bir algı yaratmışsınız -ki öyle değil. Sadece eli silah tutabilecek insanların ülkelerini savunmayıp onların ülkelerini savunan askerimizin şehit olması zorumuza gidiyor.

 

Ceza infaz kurumu personeliyim. Etnik gruplara göre suç profillerini tartışmaya girsek size her türlü pis işin altında öz be öz Türklerin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kamunun zararına faaliyet gösteren, insanların malına, canına ve değerlerine saldırıda bulunan her birey doğrudan veya dolaylı olara vatanına, milletine ihanet ediyor bence. Bu vatan için "biz" savaşmadık Sevra Hanım. Dedelerimiz savaştı. Biz bu ülkenin içine ettik ve hala edenlere destek oluyoruz. Ülkelerarası savaş ve işsavaş birbirinden kati olarak ayrı tutulmalıdır. Dış savaşta düşmanını bilirsin. Ülkece bir olur ve ordunla, halkınla, silahınla, süngünle, kazmanla, küreğinle savaşırsın..
Oysa bakın ki bir iç tehdit olan terörü örnek alalım.. Arkamızda "aslan" gibi ordumuz ve polisimiz, dillere destan istihbahratımız varken bile bir bomba patlıyor ve hop; ertesi günü milyonluk şehirlerin meydanlarında insan kalmıyor. Bu süreçte İstanbul'da ve Ankara'da yaşamış birisi olarak bunu net bir şekilde deneyimledim. Bütün bunlara maruz kalmış birisi olarak, hergünü cehennem gibi olan Suriye halkını az çok anlamanızı temenni ederim. Ve en önemlisi bunun sorumlularından biri olan bir ülke vatandaşıyız.

Son olarak, bu insanların yaptığı her şeyi, işledikleri her suçu, kötü davranışlarını vs biz Türkler de yapıyoruz. Sadece onlara has değil ama biz başkasının karısını kızını süzerken, kendi namusumuz için adam öldüren bireylere sahip olduğumuzdan, bu tarz "hep karşı tarafı suçlayıcı" yaklaşımlara alışığız.
Ayrıca Suriyelileri dilenmeye ve fuhuşa sürükleyen, onları organize edenlerin de kim oldukları yakında ortaya çıkar zaten merak etmeyin..

 

Daha fazla sapıp daha farklı yerlere gidebilir düşüncesiyle bu konu hakkında daha fazla yazmak istemiyorum lakin yazdıklarımdan ötürü cevap hakkına sahip olduğunu düşünen sevgili arkadaşlarım varsa, bana ithafen tabi ki yazabilirler. Cevap vermeyecek olsam da ciddiyetle okuyacağım.

 

dostum bence de uzatmaya gerek yok. Ama şunu bil ki siyasi olarak neredeyse aynı yerde duruyoruz, sadece bu konuya farklı yaklaşıyoruz. Umarım tartışma esnasında kendini kötü hissettirecek bir şey yazmamışımdır. Yazdıysam özür dilerim.

 

Estağfurullah.. Ne özrü, ne kusuru?!
Kesinlikle buradaki tartışma ortamını başka bir yerde bulabileceğimi sanmıyorum, bu yüzdendir ki kendimi kötü hissettirecek ve üzecek bir şeye maruz kalmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Aynı şekilde; umarım benden de benzer bir yaklaşım görmüşsünüzdür...
Ve aynı yerde olup farklı açıdan bakabilmemiz de çok güzel bir şey... Bunun için sevinmeliyiz.

 

Öncelikle genelleme yapmayın, Hatay'da suç oranı Suriyeliler geldikten sonra ne kadar artmış bi onu inceleyin.
Sürekli ceza evinde mahkumlar ile bulunmaktan Türk vatandaşlar ile ilgili böyle bir tespitte bulunmuşsunuz. Yanlış. Genelleme yapmışsınız. Bunu da yapmayın.
Suriye'de kafa kesen, işkence etmeyi seven, küçücük çocukları öldüren insanları görmemişsiniz sanırım.
Suriye halkı cahil bir halk, bugün tam tersi olsaydı bu durum yaşanmazdı.
Cahil bir milleti bir de siz düşünün.

Atalarımız bu vatanı kurdu kurtardı ama bu vatanı korumak bizim görevimiz. Kaçıp gitmek bize yakışmaz.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bir sözü vardır; '' Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur '' diye. Bunu unutmayın.

Siz ülkemizin durumunu siyasi görüşleriniz üzerinden dile getirmişsiniz, fakat konumuz bu değil.

Medeniyetler Şehri Hatay'ı anlatayım size; Bir Apartmanda Alevisi de vardır, Sunnisi de, Hristiyanı da. Ve herkes birbiriyle kardeşçe, saygılı bir şekilde davranır.
Ama gelip Devlet Hastanesinde bir Suriyeli; Doktor Alevi mi, Sunni mi diye sorarsa, saygı kelimesini hiç beklemeyin.
Biz Hatay'da kardeşçe yaşıyoruz ve bu kardeşliği bozacak kişi, hangi etnik kökenden, hangi ülkeden olursa olsun istemeyiz.

Konuyu kapatalım, yeri değil. Üstelik siyasetin sadece insanların birbirini üzmeye yaradığını unutmayalım. Herkese de keyifli forumlar dilerim..

(Küçük bir not; Pek zamanım yok, hızlı hızlı yazıyorum. o nedenle yazım hatalarından dolayı kusura bakmayın.)

 

Konuyla alakalı bir şey yazmayacağım, sadece paylaştığınız bilgilere ithafen yazma gereği duydum; Hatay 2010 verilerine göre, değerlendirmeye alınan 74 il içerisinde 1000 kişiye düşen suç oranında 23. sırada. Yani Hatay'dan daha kardeşçe yaşanan veya daha az oranda suç işlenen 22 tane şehir var ülkemizde. İkincisi, suç ve suçlu oranı ülke genelinde son 20 yıldan beri yükselen bir grafik sergiliyor. Suriyeli'lerin son birkaç yılda bu grafikte inanılmaz bir katkısı olabilir lakin ülke yerlilerinin suç oranında da ne yazık ki düşüş yok. Burada Suriyeli'leri korumak, bizi kötülemek değil amacım, yanlış anlamayın. Sadece hemen kendi kabahatlerimizden sıyrılıp tüm suçu başkalarına yıkmayalım istiyorum. Lütfen.
Siyaset yanlış yapıldığı için insanlar üzülüyor. Biz eminim ki burada birbirimizi üzmeden çok şeyler konuşabilir ve tartışabiliriz. Sadece bu başlık biraz anlamsız oldu bu konuları konuşmak için. Onun dışında dilerseniz sohbet forumunda yahut uygun başka bir yerde ülke meseleleri hakkında seviyemizi bozmadan düşüncelerimizi paylaşabileceğimize inanıyorum.

Saygı ve sevgilerimle.

 

Bu yapılan hareket bizim demografik yapımızın bozulmasıdır, ayrıca benim vergi vererek toplanılan 25 milyar dolarımı oraya harcayanlara hakkımı haram ediyorum, sadece yapılan insani yardım 25 milyar dolar, peki savaş bütçesi bizim bütçemizi bizim enerjimizi boşa harcayanlara hakkım haram olsun.