Selamün aleyküm arkadaşlar. Şu an küçük bir ilçede bulunuyorum ve işten anlayan bir "usta" var diyebilirim. birkaç gündür arabamda rulman gıcırtısı gibi bir ses var. ustaya gösteriyorum duymuyor, ben duyuyorum. arkadaş bu adamlar neden umursamaz, neden kulakları duymaz. adamların standartlarına göre araba gaza basınca gidiyorsa, frene basınca duruyorsa sorun yok, standartları ne kadar düşük. gıcık oldum buraya da yazayım dedim. içimi döktüm. saygılar.
Yok bence tekosis arkadaş haklıdır. Kaportada basbayağı düzeltilmemiş yeri gösteriyorum ustacığa İzmir'deki serviste. Adam öğle paydosunda ışıklar vs. kapalı onları bile açmadan eğilip bakıyor kaportaya, ben birşey göremiyorum diyor. Be .......... ustası tabi göremezsin ışıklar kapalı, zaten görmek istemiyorsun ki o da işin özü ya neyse........ Akşam akşam sinirlerimizi bozup küfretmeyelim di mi
Bu sebeple insanlar buraya forum açtılar ya ustalar sesleri duymuyor sorunları çözemiyor diye birçoğunu kendimiz keşfedip halletmeliyiz çünki problemin ne zaman ne sebeple ne şekilde ortaya çıktığını öncesini sonrasını bizden daha iyi kimse bilmez Öyle ki buralardaki tamircilerinde büyük çoğunluğu kusursuz bir tamirat yapamazlar, hatta bunu itiraf ediyorlar. Geribildirim kabiliyeti diye birşey var bir sürücü bir arabaya biner bir tur atar derki araba çok güzel bir başkası biner tur atar derki arka sağ kampanadan el frenini indirince ses geliyor vantilatör kayışı gevşek ön lastiklerin havaları çok inik işte durum bu tamircilerde böyle bir durum yok biz neden şikayet ettiysek ona göre işlem yapacaklardır eğer arabamızdaki problemden tam emin değilsek problemin kaynağını bulana kadar tamirciye hiç gitmemek daha iyidir. Artık piyasa eskisi gibi değil problemler genellikle kronik yani problem olunca illa onu bir başkası da yaşamıştır internette yabancı ülkelerdeki forumlarda video paylaşımlarında falan benzer problemleri araştırıp görerek test ederek aynı arabaya sahip insanlara sorarak problemin kaynağı rahatça bulunuyor, en cins yerdeki elektronik problemi bile kullanıcı tarafından çözülebildiği şu günümüzde, Yakın geçmişte derdik ki şimdiki arabalar full elektronik, ateşleme elektronik direksiyonu elektronik, enjeksiyonudur yakıt pompasıdır elektronik hani bu elektroniğin ömrü nedir ? 20000 saat? 50000 saat? km ni doldur doldurma bozulacak edecek en önemliside eski ustalar mekanik aksamdan anlar elektronikten ne anlar kime göstereceğiz bu arabaları, derken OBD cihazlarını android telefonlarına takıp hata tespiti yapan insanlar türedi boşuna evham yapmışız. Fakat gelin görün ki motordan sallantı geliyor diye amortisör değiştiren usta var değilmi? ne biçim iş Bence bu bir ulusal sorundur, benim okuduğum okul benim gittiğim dönemlerde iki senede 300 civarında otomotiv tekniker yani mesleki lisans eğitimi görmüş adam çıkardı namı diğer 300 tane motorcu çıkardı ara eleman işte fakat bunlardan kaç tanesi kendini bir nebze geliştirip iş imkanı buldu? nerede o büyük güzel holding bazlı otomobil bakım onarım yerleri ? bu büyük firmalar bile autoking tir autofox tur yetkili servistir hepsi çekirdekten yetişme 850 liraya iş başı yaptırdıkları adamları çalıştırıyor, o adamların eli anahtar çekiç tutuyor eyvallah tamam, okuldan çıkan adamdan çok daha pratikler çok daha eli yatkın bunların ama birçoğunun estetik görüşü ve mükemmeliyet felsefesi yok yani bir işi en iyi şekilde yap dediğinde bu adamlar benden daha iyi biliyorsan al buyur sen topla şanzımanı da görelim bir tarafını mantığındalar yada müşterinin otomobilindeki problemi basit uğraşmaya değmez birşey gibi görüp akşam olsada eve gitsek peşindeler. yani demiyorlar ki; şu tamire gelmiş sorunlu olan araba bir vatandaşın, vatandaş ise bu milletin insanı, o zaman ben bu arabayı ne kadar iyi tamir edersem millet o kadar kalkınır refah seviyesi artar diye düşünmez, akşam gazozuna oynayacağı okeyi tavla yı düşünür, elektrik faturasının az gelmesi için hayal kurar çocuğunun okul masrafını düşünür. Motor hocamız vardı Mehmet Yalçın Ubay diye Yeniköy kampüsünün en kral hocası bence bize şöyle demişti; ''niçin otomotiv bölümüne geldiniz'' arkadaşlardan birisi cevapladı dedi ki; ''arabaları seviyoruz'' bizim öğretmen arkadaşa cevap olarak '' arabanın sevilecek bir yeri yok sürekli problem çıkaran karmaşık komplike makinalardır ve bu problemleri sen çözeceksin'' dedi, kısacası otomobili ufak tefek problemleriyle sevmek, mükemmel birşey olmadığını bilmek hatta otomobilin bir ihtiyaç yada normal bir eşya bir aksesuar değilde lüks bir şey olduğunu bilmek komplike bir makina olduğunu bilmek onsuz da yaşandığını ama onunla hayatın değiştiğini ve verdiği keyif kadar zaman zaman acı da verdiğini bilmek otomobiller ile sürekli haşır neşir olan birisi için bir hayat kuralı. Benim fikrim ise sıklıkla ufak sorunları dile getirebilen otomobiline bakmayı seven tüm binek otomobil sahipleri birer yarışçı birer motorsporları öğesidir neden denecek olursa işe gitmek için alınan araba sabahları fazladan uyumak işe yorulmadan gitmek ve diğer arabasız gelen servisle minibüsle gelen arkadaşlarına sabah uykusu, dinlenme eve erken varma gibi avantajlar sağlamak içindir. Pikniğe memlekete giderkende durum aynıdır pikniğe minibüsle de gidilir yaya da gidilir ama kendi sahip olduğu arabasıyla giden yolda istediği gibi gazlar istediği saatte yola çıkar öyle değilmi? sol şeritte yavaş giderseniz arkadan gelen yol ister yada tam tersi herkes bir yarış içinde, kendi arabanızla giderken yoldaki hız limitleri takip edilir radar varmı diye bakılır yoksa gazlanır bir depoyla ne kadar uzun gidilir diye hesaplanır aynı motorsporları işte teknik yönüne kadar aynı mesela daha iyi lastikler daha iyi bir süspansiyon daha güçlü bir motor daha iyi yakıt ekonomisi yolda bizi destekleyecek daha iyi aksesuarlar ve sürekli iyileştirme arayışı içinde olmak, bazısı da görsel şovdan yana. yarış değilde nedir? Ustanın iyisini aramak ta bir yarış işte, herkes istiyor ki Fatih Terim in teknik direktörlük yeteneği gibi bir yeteneğe sahip bir usta olsun tüm sorunlarımı çözsün öyle bir usta bulan kişi otomobilindeki problemleri çözmüş halde yüksek performansı ve güvenilirliği yakalayıp kendinden emin olacak çünki değilmi? hepimiz kendimize bir yarış mühendisi istiyoruz işte fakat şu kurulu düzende piyasa bazında pekçok yerde malesef yok bu adamlar yarış mühendisi değil işte telemetriden kontrol etsin beş dakikada sorun çözsün, bunlar sadece birer zanaatkar birer esnaf. hayallerimizdeki yarış mühendisi için linklere bakabilirsiniz Race engineer - Wikipedia, the free encyclopedia https://eksisozluk.com/yaris-muhendisi--753315
güzel dile getirmişsiniz Eren Bey. Ben de elektronikçiyim ve piyasaya da iş yapıyorum. işimde ciddi biçimde hassasiyet isteyen kritik noktalar oluyor. müşterinin isteklerini çok önemsiyorum ve ona göre tasarımlarımı geliştiriyorum. ben bu şekilde hassasiyet gösterirken, milimetrenin altında değerlerle uğraşırken kendine usta diyenlerin işleri böyle özensiz yapması zoruma gidiyor verdiğim paraya acıyorum.