Günümüzde sıkça karşılaştığımız ve üzüldüğümüz bir konu. Bahsettiğim şey, başlıktan da anlatabileceğim gibi; Yollarda gördüğümüz, araçların çarptığı yaralı veya ölü hayvanlar. Sokak hayvanlarının herhangi bir kısıtlaması olmadığı için özgürce dolaştıklarını görebiliriz. Elbette ki bazen trafikte önümüze atlayıp istenmeyen durumları da görebiliriz. Ve bu istenmeyen durumlar da ne yapılabileceği belirteyim. Herhangi bir hayvana çarptığınızda, kiminiz " aracım kirlenir" deyip bir can kurtarabileceğini ve arabanın yıkanabilen bir taşıt olduğunu unutuyor, kimileri işin maddi külfetini düşünüp, " o kendini kurtarsın " deyip yoluna devam ediyor. Böyle bir durum esnasında yapılacaklar oldukça basit; 1- Bölgenizdeki barınak'a götürdüğünüz takdirde sizi geri çeviremezler, acil bir durumu var ise; hayvanı da ölüme terk etmezler. 2- İşin maddi boyutu hakkında; acil bir durum var ise; herhangi bir ücret talep etmezler. Eğer kurallar gereği mama bağışı yapmanız gerekli denir ise (bazı belediyeler de mevcut) Migros'tan tanesi 1 TL'yi 100 gr'lık dostluk maması alabilirsiniz. Teslim etmeye giderken ailenizle birlikte gidip, yaşadıkları yerleri, çeşitli türleri görebilirsiniz. Mama konusunda; Elbette, daha yüksek besin değerine sahip olanları da alabilirsiniz. 3- Çarptığınız hayvanda iç kanama yok, sadece sakatlık var ise; bazı barınaklar müdahale etmeyebilir. Belediye barınakları kanun gereği hayvanları koruma dernekleri ve toplulukları ile iş birliği yapmak zorundadır. Barınak tarafından; Çeşitli dernekler ile temasa geçerek sponsor, yani hayvansever aranır. 4- Çarpma sonrası, " çok acil işim var, duraksayamam " diye bahaneniz olmasın; bir çok belediyenin hayvan ambulansları olmakta. Eğer yaşadığınız yerde böyle bir belediye hizmetinin mevcut olup olmadığını öğrenmek için hizmet hatlarından veya sosyal medya hesaplarından bilgi alabilirsiniz. Sizin bu esnada yapmanız gereken; 2.bir çarpmışma yaşanmaması için yaralı hayvanı yolun ortasında ise yol kenarına veya güvenli bir yere almanız. Ve yaralı hayvanın başında bekleyerek ekipleri konum tarihinde bulunmanız. 5- Eğer bir köpeğe çarptığınızda, köpek kaçtı ise; yine belediye ekiplerine bildirebilirsiniz. İç kanaması olabilir veya panikten çevredeki insanlara zarar verebilir. 6- Teslim ettiğiniz canlıya hiç bir zarar verilmez. Bu konuda alt kısımda 3 maddeyi inceleyebilirsiniz. Ve bulduğunuz yeri de belirtmeyi unutmayın. Kısacası; 1 can kurtarmak sizin elinizde. Çarptığınız veya yolda sakat halde gördüğünüz canlıyı barınak'a götürerek veya barınağı arayarak gizli kahramanlardan biri olabilirsiniz. Bu konudaki kanunlar; (Hayvanları Koruma Kanununun; ) 1- Madde 21 ; Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır. 2- Madde 14 a; Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek. 3- 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde, gerekli tedavi ve kısırlaştırılma işlemleri sonrası küpe takılan ve sahiplendirilemeyen köpekler alındıkları ortama geri bırakılmaktadır. Hoşçakalın, Sağlıcakla kalın F8331 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
belediye, yerel yönetim ve vakıf dernek gibi kurumlar bu konuda çok daha iyi çalışmalıdırlar... Ben Aksaray ilinde yaşıyorum... Karşı çapraz apartman çatısına girmiş yavru bir kedi çok uzun bir süre orada kaldı miyavladı durdu... İtfaiye ye 3 kere haber etmemize rağmen kimse ilgilenmedi... Geldiler baktılar gittiler... Sonraki ihbarlarımızda kedi kaçıyor bizi görünce deyip gittiler... halbuki havalandırma bacasını açık tutsalar belki kedi kendi inebilirdi... Şimdi de yan apartmanda balkona yavru köpek koymuşlar cam balkona kitlemişler... sabah akşam havlayıp inleyip ağlıyor ... Türkiye %90 ı müslüman olan bu müslümanların da %99 ı islamin şartlarını yerine getirmeyen hurafelere inanan bir ülke ... Bahsettiğiniz konu önemli... İnşallah yolda sıçan- fare- tilki- inek- at eşek- kedi köpek kimsenin karşısına çıkıp da yaralayıp vurmaz ...
Maalesef, belediyelerimiz Avrupa'daki belediyeler gibi kusursuz değil. Yönetim ile alakası yok, belediyecilik sistemi ile alakası var. F8331 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
İnsanlar olarak hayvanlara doğal yaşam alanı bırakmadık toprak arazileri ormanları yok edip yollar yaptık ev yaptık hayvanların özgürce dolaşması gereken yerlerde 100 km hızda araba kullanıyoruz dolayısı ile hayvanların doğal yaşamın gereği olduğunu unutmamak lazım hayvan sevgisi peygamberden gelir, mesela kediler toprağı eşeleyip tuvalet ihtiyacını görürler ama toprak yok ki memlekette her yer beton öyle olunca bahçemize çiçek saksımıza bile ihtiyaç görebiliyor kesinlikle kızmamak lazım fare yakalayıp kapının önüne bırakabiliyor kızmamak lazım, evin bahçesinde kedi besliyorum bir tane dişi ev kedisiydi zamanında eski yaşadığı evden dışarı atmışlar her halinden belliydi ben sahiplendim şimdi beş tane oldular Kısırlaştırmaya da karşıyım, doğal birşey değil çünki.
insanın insana saygısı yokki hayvana olsun. kaç kez hız yapılamayacak kadar dar sokaklarda ezilen kedi gördüm.
hocam bende kısırlaştırmaya karşıyım ama kedinin yaşadığı yere göre durum değişir. bizim iş yerinin olduğu yerde bi sokak kedisi var 1 sene içinde en az 3 kez doğum yapıyor ve her seferinde en az 5 tane yavrusu oluyor. bunlar büyüyünce elde avuçta durmuyor caddede eziliyorlar içim bi kötü oluyor.sonra götürdük veterinere kısırlaştırdık hem hayvan rahat hemde biz rahatız. burada esnaf olan herkeste bu kediyi besliyor şuan.
Öncelikle bu derecede önemli bir konu hakkında gösterdiğiniz hassasiyet ve paylaşım için tebrik ederim. Dinimiz ve kültürümüzde bizleri naif insanlar yapacak öyle çok, öyle güzel örnekler varken, bizler kavgacı, asabi, saygısız, vicdansız, ahlaksız oluyorsak bu bizim hatamızdır, başka yerde aramaya lüzum yok. Yakın zamanda mahallemin birkaç sokak ötesinde 3-5 kedi ciddi şekilde yolda kavga ediyorlar, bir tanesi kan revan onu öldürmek üzereydiler. Eşimle aracımızla geçerken fark ettik, hemen durup kedilerin üzerine gittim ki yerdeki zavallıyı kurtarayım. Güzel hayvan, çok fena hırpalanmış, tepki de vermiyordu, anladım ki ölmek üzere veya yeni ölmüş. Yumuşacık, daha sıcak tüylerinden biraz kanlı olduğu için bir poşet yardımıyla tuttum, bari yolda kalmasın diye. Gelen geçenler, dükkan sahipleri tuhaf tuhaf bakıyor, biz gidene kadar da izlemekten başkasını yapmıyorlardı. Birisi bizim dörtlüler ve elimde kediyi görünce "Sen mi çarptın?" dedi. "Yok dedim, kavgada öldürmüşler." Çekti gitti, söylemediklerim ise bende kaldı. Muhabbet kuşu almıştım 3-4 yıl evvel. Daha yavru sayılırdı, acemilikten bir gün sehpaya çarpıp tahminimce göğüs kafesinin narince kemiklerini kırdı, elimde can verdi. Kaç gün etkilendim, ağladım. Yaz aylarında kaldırımda karıncaları ezmemeye azami çaba sarf ederim. Çarptığı bir hayvanı (eğer kendi canını ve başka sürücüleri tehlikeye atmadan durabilecekse) öylece bırakıp gidenler, kusura kalmasınlar ama, kimin hayvan olduğunu tekrar düşünsünler derim. İnsan olarak dünyaya geldik hamdolsun, ancak insani melekelerimizi yitirmişsek, ...
Olduğunuz şehirde belediye bakım merkezleri var ise onlarda ücretsiz hayvanı tamir edip, bakım merkezinde misafir ediyorlar hayvanı. Ben Konya/Selçuklu sınırları içinde Sille yolunda yol şeritlerinin ortasında ayakları ezilmiş bir kediyi alıp belediye hayvan toplama ve ıslah merkezine götürdüm, görevliler müdahele ettiler ve burda bir süre bakılacak demişlerdi.
Bazı belediyelerin bu konuda ödeneği yetersiz oluyor ve hayvana operasyon yapılacak, pim vs. takılacak ise; sponsor aranmaya başlıyor. Bu konuda trafik sigortası karşılıyor ise maddi olarak yardımcı olabilir. F8331 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Ancak şöyle de bir durum var ki avrupa'da hiçbir şehirde sokaklarda gezinen kediler köpekler göremezsiniz hepsi ya barınaklarda rahat bi şekilde yaşamaktalar ya da evcil hayvan sahipleri tarafından evlerde bakılmaktalar, sonuçta benim de daha evveli gün şahit olduğum yavru kedi kazasında da vardığım sonuç gibi hiçbir kedi bi arabanın kendini ezerek öldürebileceğini bilerek doğmuyor, benim fikrim de sokaklarda yazın sıcakta kışın soğukta sürünen bu hayvanların böyle kazalar yaşanmadan barınakların kapasitesi daha da genişletilerek oralara kaldırılmasında.
Avrupa ile kıyas etmemiz ülkeyi biraz yanlış olur kanaatindeyim, Zira avrupa vs ülkelerin öncelikleriyle bizim ülkemiz öncelikleri farklı. Aynı zamanda avrupa , amerika ve kanada'da bulundum. Sokakta başıboş hayvanda gördüm , sokakta yatan insanda gördüm ... vs. Mesela Fransa'da eyfel kulesi etrafında çok dikkatliler hiç yok ama Louvre, orsay müzeleri bahçesinde bile köpek vs hayvan dolu.
Mesela Almanya'dan bahsedeyim, parklarda tilki horoz bile görmeniz mümkün ancak sokaklarda tek kedi köpek göremezsiniz çünkü o hayvanların rahat edeceği yer sokaklar değildir, veya İtalya, her evsiz insanın bir köpeği vardır ancak kesinlikle başıboş değildirler ve evsiz insanı korumak amacıyla yanlarında durmaktadırlar. Ayrıca sokaklarda bu hayvanların kalmaması gerektiğini düşünmemin bir sebebi de hayvanları kısırlaştırıp bütün gün 1. Kalite mamalarla beslemek hayvanların doğal yaşayışına da aykırı, mesela bütün gün koşup zıplayacak genç bir köpek yukarıda yazdıklarımın üzerine kilo alıp bütün gün bayık bir şekilde yatmaya ve mama beklemeye itiliyor.
Aslında kedi köpekleri barınaklara tıkmakta çok etik değil. Kedi köpek te sokakta özgür gezmeli, sadece , sürücüler biraz dikkatli ve musamalı davransa, ve park/bahçelere konan kaplara çöp atmasak yeter...
Evet tabi sürücülerin de dikkatli sürmesi gerektiği bir gerçek ve bahsettiğiniz kaplara çöp atanlara da hakkaten aklım ermiyor.