Zengin model yelpazesiyle her türlü isteğe ve zevke cevap veren Hyundai, tüm dünya çapında araçlarıyla ödülleri kazanmaya devam ediyor. Hyundai'nin en çok tercih edilen modelleri arasında ön sıralarda yer alan ve Türkiye'deki Hyundai Assan İzmit Fabrikası'nda da üretilen Accent modeli, Amerika'nın önde gelen bağımsız araştırma kuruluşu J.D. Power and Associates'ın en son gerçekleştirdiği VDS'te (Vehicle Dependability Study - Araç Güvenilirliği Çalışması) kendi segmentinin en güvenilir aracı seçilirken Hyundai de marka olarak sanayi ortalamasından daha iyi bir değer elde ederek tüm markalar arasında 13'üncülüğe yükseldi. Kasım 2004 ile Nisan 2005 arasında satılan araçlar arasında 52 binden fazla kullanıcıyla yapılan güvenilirlik araştırmasında, araçlarda yaşanan problemler ve karşılaşılan sorunlar inceleniyor. Bu tarihler arasında Hyundai Accent satın alan ve günümüze kadar kullanan araç sahipleri, en az problemi bildirerek Hyundai Accent'in araştırmadan birincilikle ayrılmasını sağladılar. Accent, 100 araç başına sadece 187 adet problem kaydıyla en düşük değeri elde etti ve 2007 yılı sonuçlarına göre tam yüzde 20 oranında başarı artışı sağlayarak birinci sıraya yerleşti. Gelişim gösterilen konular arasında başta motor, klima ve koltuklar ilk sırayı aldı. Hyundai ise, tüm modellerinde yaşanan gelişmeyle birlikte marka olarak 2007'ye göre yüzde 14 oranında artış sağladı ve 100 araç başına yaşanan problem sayısında tam 28 puan birden gerileyerek 200 puana düştü. Sektör gelişimi sadece 10 puan iken Hyundai bunun yaklaşık 3 katı bir iyileşme kaydetmiş oldu. Hyundai ayrıca "lüks olmayan markalar" sıralamasında da 13'üncülükten 6'ncılığa yükseldi. VDS çalışması, üç yıllık kullanım sonunda araçların sürüş, yol tutuş, fren, klima, koltuk, motor performansı, sürüş dinamikleri, iç ve dış dayanıklılığında oluşan problem belirtilerini ölçüyor. Hyundai Motor Amerika Ürün Kalite Direktörü Barry Ratzlaff ödül ile ilgili şunları söyledi: "Kaliteyi öncelikli ilke belirlememiz, tüketicilerimizin bu tip araştırmalarda ürünlerimize gösterdiği güven ile karşılığını veriyor. Tüketici aldığı ve hayatı boyunca kullandığı ürünlerde yüksek kaliteyi hak ediyor. Kalite ve güvenilirlikte elde ettiğimiz bu başarı, uzun dönem kullanım için istenilenlere cevap verdiğimizi gösteriyor". Hyundai daha önce J.D. Power and Associates'in yaptığı IQS ve APEAL araştırmalarında da birçok birincilik kazanmıştı. Kaynak : otomobil.mynet.com
hazır güvenlikten söz açılmışken arkadaşımın göndermiş olduğu maili paylaşmak istiyorum izninizle.mailin başlığı "ölüme 3 sn." Ne kadar hava yastığı olursa olsun emniyet kemeri diyorum başkada birşey demiyorum.https://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley1.gif 1 sn.(çarpışma anı-şöförün kemeri takılı durumda) 2.sn.(fırlama anı) ve 3.sn.
Bir yanlışlık olmasın? Emniyet kemeri takılı olmayan bir durum bu sanırım... Ayrıca Era larda da var olan, önden darbe anında motorun kulaklardan koparak yere düşüp kabine en az zararı veren güvenlik nedeniyle. Karter muhafazası yoktur veya plastiktendir. Servislerde satılan sactan yapılmış muhafazaların kesinlikle kullanılmaması gerekir. Yoksa aracın maliyetine vurulunca üç kuruşluk malzemeden kaçılmış değildir...
Ortalama ağırlıktaki bir insanın ağırlığı 100-120 km/s hızla giderken aracının hızı 1 sn de 0 km/s hıza düştüğünde vücut ağırlığı neredeyse 200 kg'ma yaklaşıyor diye okumuştum. Allah korusun... Emniyet kemeri takılı olmadığı durumlarda zaten hava yastığıda açılmıyor diye biliyorum... Düzenleyen : raven
kadavrayla yapmışlar heralde bu çekimi,kemer nasıl takılıymış anlamadım ama,takılı değil olmasın,çarpan arabada fazla yamulma yok bu yüzden şöför çok daha fazla ivmeleniyor
Trafik kazalarında insanı öldüren birçok faktör içinde aslında en önemlisi Newton’un “Hareketin Korunumu Kanunu”. Peki bu kanun ne diyor? “Cisimler, bir başka kuvvet tarafından müdahaleye uğramadıkları takdirde, aynı hızda ve aynı yönde harekete devam ederler” Yani bir arabayı 90 km hıza çıkarıp motoru durdurursanız, bu araç "Hareketin Korunumu Kanunu" gereği 1 km hız bile kaybetmeden yoluna devam eder. Ama etmez çünkü ona karşı koyan iki kuvvet vardır: 1) Tekerlerin yerle teması sonucu ortaya çıkan sürtünme 2) Hava direnci. Bu iki faktör aracı yavaşlatır ve durdurur. Ama yine de araba sürekli yavaşlayıp hızlanmaya göre daha az benzin harcar. Bu arada güç ve ivme konusuna da biraz değinmemiz lazım. İvme bir cismin hızı veya yönündeki değişimin zaman oranıdır. İvme deyince genellikle akla hızlanma gelir ama bu doğru değil. Fizik anlamıyla hızlanma da yavaşlama da ivmelenmedir. İvmelenme=(İlk Hız-Son Hız)/Zaman. Yani saniyede 30 metre hızla giden bir araç 20 saniyede durursa ivmelenmesi (30-0)/20=1,5 metre/saniye2 olur. Gücün formülü ise kütle*ivmelenmedir. Yani 1200 kiloluk bir araç yukarıdaki duruşu gerçekleştirebilmek için her saniye 1200*1,5=1800 Newton kuvvet harcar. Peki ya bu araç 30 metreden 0’a 20 saniyede değil de 1 saniyenin 10’da 1’inde, yani 100 milisaniyede, inseydi? Diyelim herifin teki uçaktan atladı, paraşütü açılmadı ve betona düşüp paramparça oldu. Neden 10.000 metre kazasız-belasız, sağ sağlim düştükten sonra sadece son 1 santim kalmışken her şey berbat oluyor? Çünkü 250 km saat terminal hızla betona çarpan kişinin hızı o kadar kısa bir sürede 0’a iniyor ki bu korkunç ivme ortaya büyük bir kuvvet çıkarıyor ve bu kuvvet kişinin vücudunu paramparça ediyor. Unutmayın durma mesafesi arttıkça ivme de azalır. Yukarıdaki herif 100 metrelik bir pamuk yığınının üzerine düşseydi çok daha uzun bir sürede, gittikçe yavaşlayarak, duracaktı. Bütün bunları öğrendikten sonra bilgilerimizi bir kazaya uyarlayalım. Bir kaza anında ne olur? Diyelim bütün gece içki içip, sonra arabaya atladınız ve 2 dakika geçmeden 54 km hızla duvara bindirdiniz. Araç yaklaşık olarak 150 milisaniye içinde tamamen durur. Modern arabaların burnu kaza sırasında belirli bir oranda içine göçecek şekilde tasarlanır. Bu, arabanın durma mesafesini arttırır ve kazanın şiddetini azaltır; fakat yolcuların korunması için kompartman sağlamdır ve araba bu noktada tamamen durur. Ve şov başlıyor: Araba durdu ama siz arabadan bağımsız hareket ediyorsunuz ve 54 km hızla harekete devam edip kafanızı direksiyon simidine çarparsınız. Kafatasınız kırılıp, paramparça olup, şarapnel parçaları halinde beyninizi büyük ihtimal birkaç parçaya ayırır. Daha sonra göğsünüzü çarparsınız ve kırılan kaburgalarınız kalbinize ve akciğerlerinize saplanır. Ama bitti sanmayın. Asıl sorun burada başlıyor. Siz durduktan hemen sonra bu sefer 54 km hızla harekete devam eden iç organlarınız birbirlerine, kaslarınıza ve kırılıp bıçak gibi keskinleşen kemiklerinize çarpıp parçalanırlar. Nasıl? Güzel de mi ? Ama neyse ki bu berbat sondan uzak durmak için yapabileceklerimiz var. En önemlisi hız yapmamak. Unutmayın ki dünyanın en güvenli arabaları emniyet kemeri takılı ve hava yastığı açıkken 70 km hıza kadar can güvenliği sunabiliyor. Bu hızın üstünde yapılacak bir kazada ölme riski, ölmeseniz bile “Keşke ölseydim” dedirtecek kadar kötü yaralanma riski çok yüksek. Az önce kafanızı direksiyon simidine çarpmıştınız. Peki bu çarpışmanın kuvveti nedir? Bunu bilmek için ne kadar mesafede durduğunuzu bilmemiz lazım. Kafanızı çarpınca kafatasınız büyük ihtimal kırılıp 3 santim içine göçecek. Buna bakarak aşağıdaki formülle çarpışmanın şiddetini anlayabiliriz. e=0,5*70*15^2=7875 Joule (54 km, yani saniyede 15 metre hızla fırlayan 70 kiloluk bir herifin kinetik enerjisi) f=7875/0,03=262500 Newton (Yukarıdaki enerjiyle fırlayan birini 3 santimde durdurmak için gerekli kuvvet) Ve 262500 Newton da yaklaşı
Arkadaşlar çoğunuz aracınıza kasko yaptırıyorsunuz. Ama bence kendinize yapmanız daha önemli. Sizin kaskonuz emniyet kemeri. Canınızı güvence altına alıyor. Lütfen bana bir şey olmaz mantığı ile takmamazlık etmeyin emniyet kemerlerinizi.
kardeşim arabaya binince ilk işim teybi açmak ardından emniyet kemerini takmaktırhttps://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley37.gif
https://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gifhttps://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gifhttps://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gif
Era'nın emniyet kemeri takılması için ısrarcı olması çok hoşuma gidiyor. Bir müddet sonra başlıyor dıt dıt ötmeye.... tak şu kemeri diyehttps://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley1.gif
Evet bende her zaman takarım ne olsa şu anda yazı yazıyorsam emniyet kemeri sayesinde dir.İlk aracımla 100 km ile giderken en az üç takla atmıştım çok şükür bir kaç çizik dışında sorunum olmadı.Kemere öyle alıştım ki kemer takmayınca kendimi çıplak hissediyorum.
kardeşim geçmiş olsun yaşadıkların kötü deneyimler ama ders çıkarabileceğimiz olaylar...paylaştığın için çok sağol
açıkcası uzun yol hariç emniyet kemerini hiç takmıyorum aslında emniyet kemerini her zaman takmak gerekir ama şehir içinde her 500 mt rede dur kalk yaptığım için emniyet kemeri yalamaya döner.1 ytl ye plastik toka alıp taktım ses çıkarmasın diyehttps://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley4.gif
Emniyet kemerimizi takalım. Takmayanları Uyaralım... Bende bundan 2000 senesinde ağaca çarpmıştım. Ehliyet falan yok tabi o sıralar bende. rahatlıkla söyleyebilirimki 40 km ile çarptığım o kazada emniyet kemerim takılı olmasaydı kafam ön camda veya direksiyonda olacaktı. Artık boynum mu kırılırdı yoksa başka bişey mi olurdu bilmiyorum. Zira 40 kmde bile sarsıntıyı yaşadım resmen. O yüzden araca bindim mi aracı çalıştırdıktan sonra mutlaka emniyet kemeri takarım. 100 m bile gitsem değişmez. Zaten alışkanlık yapıyor. Bir süre sonra eliniz otomatik gidiyor emniyet kemerine...