Hyundai Yedek Parça - Parça Ofisi LPG KABLO

Peygamber Efendimizin (sav) Miraçta Cehennem bekçisi Malik ile konuşması

'Sohbet-2' forumunda isa tarafından 24 Mayıs 2013 tarihinde açılan konu

  1. isa

    isa Vip Üye

    Yaş:
    44
    Katılım:
    5 Mart 2012
    Mesaj:
    3,374
    Alınan Beğeniler:
    490
    Şehir:
    TÜRKİYE
    Ad Soyad:
    İSA K.
    Yaşadığınız Şehir:
    34-İSTANBUL
    Peygamber Efendimiz (s.a.v) anlatıyor

    Malik cehennemden iğne deliği deliği kadar bir yer açtı. Oradan iplik inceliğinden siyah bir duman çıktı. O duman bir saat çıksaydı; bütün yeri ve semaları o dumanın karanlığı sarardı
    Güneşin, ayın ve diğer aydınlık veren şeylerin ziyası ve nuru görünmezdi; mahvolurdu. Ancak Malik, o deliği o anda eli ile sığadı; o duman yok oldu. Bana şöyle dedi: -Buradan içeri bakın.
    Bakınca gördüm ki, cehennem birbirinin atında yedi tabakadır. En yukarısı cehennemdir ki; oraya müminlerin en asileri girer. Bunun azabı, diğerlerinden hafiftir.2.si lezadır. Buraya Nasara girecekti 3.sü hutamedir. Buraya da Yahudiler girerler 4.sü sairdir. Buraya da sabiiler girerler.5.si sakardır. Buraya da mecusiler girerler.6.sı cahimdir. Buraya da müşrikler girerler 7.si haviyedir. Buraya da münafıklar girerceklerdir. Bir de Allahlık davası güdenler girerler. Firavun, Nemrut gibi. Ben, aşağı tabakada olanların azaplarının şiddetinden bakmaya takat getiremedim. Ancak üst tabakada olanlara baktım; buraya ümmetimin asileri girerler. Buraya bakınca gördüm ki Orada ateşten yetmiş derya var. Her deryanın kenarında ateşten birer şehir var. Her şehirde ateşten yetmiş bin ev var.Her evin içinde ateşten yetmiş bin sandık var. O sandıkların içinde de, erkekler ve kadınlar var. Oraya hapsolmuşlar; yanlarında yılanlar ve akrepler var. Şöyle sordum:Ey Malik, bu sandıkların içinde hapsolanlar kimlerdir? - Şöyle anlattı :
    - Bunların bazısı insanlara zulüm edip haksız yere malını alanlardır. Bazısı da büyüklük sayıp zalim cebbarlık edenlerdir. Hâlbuki Büyüklük, celal ve ikram sahibi Yüce Allaha mahsustur.
    Sonra, bir kavim gördüm; dudakları deve ve köpek dudakları gibi idi. Karınları da şişmişti. Zebaniler, ateşten tokmaklarla bunların karınlarına vurup duruyorlardı. Karınlarında bağırsakları kopuyor; dübürlerinden dökülüyordu. Tekrar içlerinden bağırsak yaratılıyordu; zebaniler yine vurup döküyordu. Onlara böylece azap ediyorlardı._Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı: Bunlar ümmetinizde yetim malını haksız yere yiyenlerdir. Bir kavim gördüm, karınları dağlar gibi şişmişti. İçine yılanlar ve akreplerler dolmuştu. Orada hareket edip ıstırap veriyorlardı. Bunlar ayağa kalkmak istedikleri zaman, karınlarının büyüklüğünden ve yılanların, akreplerin hareketlerinden kalkmaya güçleri yetmiyordu. Yıkılıyorlardı. Sordum: Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı: Bunlar ümmetinizden faiz yiyenlerdir..Bundan sonra, bir alay hatunlar gördüm; bunların saçlarından asmışlardı. Bunlar için: _Kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı:Bunlar, şu kadınlardır ki; Yüzlerini ve saçlarını örtmeyip erkeklere gösterirler. Kocalarından başkasına zinetlerini açarlar. Kocalarına eza ve cefa ederler.Bundan sonra, bir takım erkek ve kadın gördüm; bunların dillerinden ateş çengellerle asmışlardı. Tırnakları bakırdandı. Kendi yüzlerini yırtıp parça parça ediyorlardı.Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı: Bunlar yalan yere şahidlik edenlerdir. Koğuculuk yapıp söz gezdirenlerdir. Bundan sonra, bir alay kadınlar gördüm; bunların kimisini göğsünden asmışlar; kimisini de ayaklarından baş aşağı asmışlardı. Bunlar feryad ve sayha atıp duruyorlardı Bunlar kimlerdir? Dedim; şöyle anlattı Bunlar zina edenlerdir; ayrıca çocuklarını düşürüp katil işi işleyenlerdir. Bundan sonra bir alay adamlar gördüm; bunlar kendi yanlarının etlerini koparıp ağızlarına koyuyorlardı. Yemeyip ağızlarında gizliyorlardı. Ama zebaniler onları: Yiyin. Diye zorlayıp istemeyerek yediriyorlardı. Tekrar koparıp ağızlarına alıyorlardı. Zebaniler tekrar yemeleri için onları zorluyorlardı. Bu şekilde onlara azap ediyorlardı. -Bunlar kimlerdir? Dedim; şöyle anlattı: Bunlar, ümmetinizden şu kimselerdir ki, insanları yüzlerine karşı ayıplar; zemmederler. Ayrıca arkalarından kötüleyip gıybetlerini ederler. Elleri, dudakları, kaşları ve gözleri ile işaret ederek insanları alay alırlar.Bundan sonra bir kavim gördüm ki, Bunlar tam susadıklarından ötürü susuzluktan yanıp feryadla su istiyorlardı. Onların bu isteklerine karşılık ateşten kadehlerle kaynar sular verilip; İç diyerek zorlanıyorlardı. Onlar bu kadehi ağızlarına yakın götürdükleri zaman o suyun şiddetli kaynamasından yüzlerinin etleri pişip kadehin içine dökülüyordu. İçince de, bağırsakları parça parça olup dübürlerinden dışarı dökülüyordu.Bunlar kimlerdir? Dedim; şöyle anlattı: Ümmetinizden şarap ve keyif verici şeyleri içenlerdi Bundan sonra, bir alay kadın gördüm; baş aşağı ayaklarından asmışlar. Dilleri uzayıp ağızlarından sarkmıştı. Zebaniler, onların dillerini ateşten makaslarla durmadan kesiyordu. Zebaniler onların dillerini kestikçe uzuyordu ve bunlar eşekler gibi anırıyorlardı, köpekler gibi uluyorlardı. _Bunlar kimlerdir? Dedim; şöyle anlattı: _Bunlar ölüsü öldüğü zaman, feryadü figan eden kadınlardır.Bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm. Bunları bakırdan fırınlar içine oturtmuşlardı. Altlarından ateşler ve alevler çıkıp başları ile beraber bütün vücutlarını bürüyordu. Gayet kötü kokular geliyordu.Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Bunlar, zina eden erkek ve kadınlardı. Peki, bu kötü koku nedir? Dedim; bunu da şöyle anlattı: Onların ferçlerinden çıkan şeyin kokularıdır. Bundan sonra, bir kısım kadınları gördüm ki, asılmışlar. Bunların elleri boyunlarına sıkıca bağlanmıştı. Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Kocalarına hıyanet edip mallarını telef edenlerdir.Peygamber Efendimiz sav; bir kavim gördüm ki, bunların cesetleri hınzırına, yüzleri de köpek yüzüne benziyordu. Dübürlerinden ateşler çıkıyordu. Yılanlar, akrepler onları sokuyor; etlerini yiyorlar. Bunlar kimlerdir? dedim; Malik şöyle anlattı: Bunlar ümmetinizden namaz kılmayan, gusül etmeyenlerdir. Bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm. Bunlara ateşte azap ediliyordu. Bunların üzerine zebaniler musallat olmuştu. Bunlar feryad ettikçe, zebaniler sopalarla vuruyorlardı. Karınlarına ateşten süngüleri saplıyorlardı. Vücutlarını da ateşten kamçılarla dövüyorlardı.Bunların azapları pek çetin gördüm. Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Bunlar ana ve babalarına isyan ederek karşı gelenlerdir. Yine bir kavim gördüm; bunların boyunlarına ateşten dağlar gibi büyük halkalar geçirmişlerdi. Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Bunlar, üzerlerinde bulunan emanetleri sahiplerine vermeyenlerdir. Bundan sonra, bir kavim gördüm; zebaniler bunları ateşten bıçaklarla boğazlıyorlardı. Ama bunlar aynı saatte diriliyordu. Bunlar dirilince, zebaniler tekrar onları boğazlıyorlardı. Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Bunlar haksız yere adam öldürenlerdir. Bir kavim daha gördüm; gayet çirkin ve kötü kokulu cife yiyorlardı. Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Bunlar gıybet edip insanların etini yiyenlerdir. Bunlardan başka, cehennemde iki sınıf kimse gördüm; bunların bir sınıfı erkeklerden, bir sınıfı da kadınlardandı. Bunların azabı gayet şiddetli idi. _Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: _Bu erkekler, beylerin önünde sopa ve kamçılarla gidip zavallı fakirlere vurup zulüm edenlerdir. O kadınlar ise sureta libas giyip hakikatte cümle azası belli, açık hükmünde ve erkeklere aşikâr olanlardır. Ayrıca dışarı çıktıkları zaman, erkekleri kendilerine çekenlerdir. Bu sebepten, başları deve hörgücü gibi büyük olup selametle doğruca cennete giremezler.Bundan sonra, cehennemde bir alay erkek ve dişi kimseler gördüm. Bunların azabı birbirine benzemiyordu. Her birine bir başka türlü azap olunuyordu. Bu tabakada azap olunanlar arasında bunlardan şiddetli azap olunan yoktu. Şöyle bir azap ediliyorlardı. Bunları ateşten sopalar üzerine asmışlardı. Etleri pişip dökülüyor; sadece kemik kalıyorlardı. Hak Teala onların etlerini bitiriyor; yine önceki gibi etleri pişip dökülüyordu. Bazıları da, ateşten zincirlerle, bukağı_Bunlar kimlerdir? Diye sordum; Malik şöyle anlattı: Bunların vücut sağlığı yerinde iken namazı terk edenlerdir. Ve şöyle dedim: Ey Malik, kapıyı kapa, bakacak takatim kalmadı. Malik şöyle dedi: YA RESULULLAH, mübarek gözünüzle müşahede ettiğiniz azapları gördüğünüz gibi ümmetinize bildirin. Ümmetinizi çok çekindirin. Masiyetlerden, Allahın emrine aykırı hareketten onları alıp men edin.Allaha tam itaate teşvik edip ibadet yoluna getirin. Allahın azabı şiddetlidir. Cehennemi yedi tabakadır. Bu gördüğünüz ilk tabakasıdır. Aşağıları daha şiddetlidir.’ Bunu dinledikten sonra, RESULULLAH SAV EFENDİMİZ ümmetine şefkatından dolayı ağlamaya, şefaat ve niyaza başlar.Ümmetinin zaafı ve o gibi azaba takat getiremeyeceklerini anlatıp o kadar çok ağladı ki ; Cebrail, Mukarreb melekler ve orada bulunan diğer melekler dahi ağlamaya başladılar. Resulullah sav Efendimizin tazarru ve niyazına: AMİN!: Dediler. Bunun üzerine, izzet sahibi Yüce Hakk’tan şu hitap geldi: Habibim, senin değerin benim katımda büyüktür; duan makbuldür. Şefaatın makbuldür. Gönlünü hoş tut; seni muradına eriştirdim. Kıyamette sana bir makam vereceğim; şu kadar asileri sana bağışlayacağım, ta ki: YETER. Diyesin. Senin ümmetini sair ümmetlerin üzerine seçtim. Seni de onlara şefaatçı kıldım. Dilediğin kadar şefaat eyle; kabul ederim. Sonra… Malikten başka, cehennem hazinler on sekiz tanedir; Malikle 19 olurlar. ‘Onun üzerine on dokuz melek tayin edilmiştir.’(74/30) Resulullah sav Efendimiz ümmeti namına mahzun oldu; halas olmalarınıı diledi. Bunun üzerine Yüce Hakk şöyle buyurdu: Senin ümmetine on dokuz harfli bir cümle ihsan eyledim. Ümmetin onu devamlı olarak bırakmadan okursa. kendilerini o on dokuz cehennem hazinlerinden ve onların yardımcıları olan zebanilerin azabından emin kılarım. O cümle şudur: “BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM” Hak Teala cümlemizi, Resulullah sav Efendimiz hürmetine cehennemden azad eylesin. AMİN!
     
    omR, Tülin, dincercolak ve 2 kişi daha bunu beğendi.
  2. miozkaptan

    miozkaptan Kayıtlı Üye

    Yaş:
    47
    Katılım:
    17 Nisan 2013
    Mesaj:
    109
    Alınan Beğeniler:
    33
    Ad Soyad:
    M.İlker Özkaptan
    Yaşadığınız Şehir:
    16-BURSA
    Araç Modeli:
    Accent Era 1.5 CRDI (2006-2012) MC
    Kimler cehenneme girecektir
    İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır. (BÜRUC/10)
    İçlerinden kim: "Ben, O'ndan başka bir ilâhım" derse, biz ona cehennemi ceza olarak veririz. Zalimleri biz böyle cezalandırırız. (ENBİYA/29)
    Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir. (BEYYİNE/6)
    Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, işte onlar Hakk'ın huzuruna azab içinde getirileceklerdir. (SEBE/38)
    Şüphesiz inkâr edenlere, Allah'ın yolundan, yerli ve yolcu bütün insanlar için eşit kılınan Mescid-i Haram'dan alıkoyanlara ve orada zulümle yanlış yola saptırmak isteyene can yakıcı bir azab tattırırız. (HAC/25)
    İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz. (NUR/19)
    Kim de âyetlerimizi yalanlar ve onlara karşı büyüklük taslarsa, işte onlar cehennemliktirler ve orada ebedî olarak kalacaklardır. (A'RAF/36)
    Haberiniz olsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. (Elebaşlılık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır. (NUR/11)
    Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir. (TAHA/74)
    Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının. (AL-İ İMRAN/131)
    O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır. (AL-İ İMRAN/188)
    Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır. (AL-İ İMRAN/105)
    Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence yerine tutmak için laf eğlencesi (veya boş söz) satın alırlar. İşte onlar için aşağılayıcı bir azab vardır. (LOKMAN/6)
    Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o menedildikleri şeyi yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar. Kendi içlerinden de "bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü dönüş yeridir orası! (MÜCADELE/8)
    Her günahkâr kişinin vay haline!
    O kimse Allah'ın kendisine okunan âyetlerini işitir de, sonra sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder. İşte sen onu, can yakıcı bir azabla müjdele!
    Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman, onu alaya alıyor. İşte onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardır. (CASİYE/7-9)
    Hem o kıyamet günü görürsün ki, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır. Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi? (ZÜMER/60)
    (Allah) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. And olsun ki,onlardan sana kim uyarsa, (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım." (A'RAF/18)
    Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. (BAKARA/275)
    Andolsun, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih onlara: "Ey İsrailoğulları, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehenemdir. Zalimlerin yardımcıları da yoktur" demişti. (MAİDE/72)
    Ey iman edenler, şurası bir gerçektir ki, yahudi hahamları ile hıristiyan rahiplerinin bir çoğu insanların mallarını haksız yere yerler ve Allah yolundan saptırırlar. Bir de altın ve gümüşü hazineye doldurup, onları Allah yolunda sarfetmeyenleri bu yüzden acıklı bir azap ile müjdele! (TEVBE/34)
    Melekler, kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, "Ne işte idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayıf kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. İşte bunların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü gidiş yeridir. (NİSA/97)
    Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır. (NİSA/93)
    Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir. (NİSA/115)
    Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canına kıymayın. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir.
    Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız. Onu ateşe atmak da Allah'a pek kolaydır. (NİSA/29-30)
    Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır. (EN'AM/70)
    Ona: "Allah'tan kork!" dendiği zaman da kendisini onuru (gururu) günah işlemeye sevkeder. Cehennem de onun hakkından gelir. O ne kötü bir yataktır! (BAKARA/206)
    Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar gerçekten karınları dolusu ateşten başka birşey yemezler. Kıyamet günü Allah onlara ne söz söyler, ne de kendilerini temize çıkarır. Onlara sadece acı veren bir azab vardır. (BAKARA/174)
    İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, cehennemliktirler. (MAİDE/10)
    Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar. (NİSA/10)
    Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır. Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları, Mescid-i Haram'dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. (BAKARA/217)
    İnsanlardan kimi de Allah'tan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı. (BAKARA/165)
    Sonra sizler öyle kimselersiniz ki, kendilerinizi öldürüyorsunuz ve sizden olan bir grubu diyarlarından çıkarıyorsunuz, onlar aleyhinde kötülük ve düşmanlık güdüyor ve bu konuda birleşip birbirinize arka çıkıyorsunuz, şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkıyorsunuz. Halbuki yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış idi. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. (BAKARA/85)
    Evet kim bir günah işlemiş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar. (BAKARA/81)
    Şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adamı gördün mü?
    O (kâfir), gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katından bir söz mü aldı?
    Hayır, asla öyle değil; biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını çoğalttıkça çoğaltacağız. (MERYEM/77-79)
    Ve alevli ateşe girecektir.
    Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi.
    Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı. (İNŞİKAK/12-14)
    Dillerinizin yalan vasfetmesi ile: "Şu helaldir, şu haramdır" demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmiş olursunuz. Şüphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar.
    Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azab vardır. (NAHL/116-117)
    Kalbi iman ile sükûnet bulduğu halde (dinden dönmeye) zorlananlar dışında, her kim imanından sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onların üzerine Allah'tan bir gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardır. (NAHL/106)
    Halbuki Rabbiniz: "Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir." buyurdu. (MÜ'MİN/60)
    Ey iman edenler! Toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arkalarınızı dönmeyin (kaçmayın).
    Böyle bir günde her kim onlara, tekrar dönüp çarpışmak için geri çekilmek veya diğer bir safta yeniden mevzilenmek hâlleri dışında, arkasını dönerse, muhakkak Allah'dan bir gazaba uğramış olur ve varacağı yer cehennemdir, orası da ne kötü bir akıbettir. (ENFAL/15-16)
    Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir: "Biz toprak olup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratılacağız?" İşte bunlar Rablerini inkâr etmişlerdir. Bunlar boyunlarında demir halkalar bulunanlardır. Ve işte bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardır. (RA'D/5)
    Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır. (RA'D/18)
    Bu, böyledir. Şüphesiz azgınlar için de fena bir gelecek vardır.
    Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir. (SAD/55-56)
    Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara, bir de güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara bakıp da onlarla alay edenleri Allah, maskaraya çevirmiştir. Onlara pek acıklı bir azap vardır. (TEVBE/79)
    Bizim âyetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara göğün kapıları açılmayacak ve deve (veya halat) iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir. İşte suçluları böyle cezalandırırız.
    Onlara cehennemde ateşten bir yatak, üstlerine de (ateşten) örtüler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız. (A'RAF/40-41)
    Allah'ın ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiği bağlantıları koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya, işte lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradır. (RA'D/25)
    -

    Cehenneme nasıl gireceklerdir
    O gün onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar. (TUR/13)
    Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur. (RAHMAN/41)
    Her kim peşin isterse, dünyada ona, istediğimiz kimseye, dilediğimiz kadarını peşin veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız; kınanmış ve (rahmetimizden) kovulmuş olarak oraya girer. (İSRA/18)
    O zaman boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir. (MÜ'MİN/71)
    -


    İnkarcılar Cehennemin Yakıtıdırlar
    Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır. (TAHRİM/6)
    Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. (BAKARA/24)
    Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz. (ENBİYA/98)
    Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez. İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar. (AL-İ İMRAN/10)
    -

    Kalınacak en kötü yerdir
    Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmalarından dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür! (AL-İ İMRAN/151)
    Onlar, cehenneme girecekler. O ne kötü karargâhtır. (İBRAHİM/29)
    Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir. (NİSA/115)
    Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası! (AL-İ İMRAN/162)
    Şüphesiz ki, Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. İnkâr edenler ise dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler. Onların varacakları yer ateştir. (MUHAMMED/12)
    -

    Cehennem kafirlerin buluşma yeridir
    "Şüphesiz ki onların hepsine vaad edilen yer cehennemdir." (HİCR/43)
    -

    Dar ve sıkıntılıdır
    Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler. (FURKAN/13)
    -

    Puslu ve karanlıktır
    Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.
    Ki ne serindir, ne de faydalı. (VAKİ'A/43-44)
    -
    Duvarlarla çevrilidir
    O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar o iman edenlere şöyle diyeceklerdir: "Bize bakın da sizin nurunuzdan alalım?" Onlara: "Arkanıza dönün de nur arayın!" denilir. Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, dışında da azap vardır. (HADİD/13)
    -

    Uğultusu vardır
    Ki, cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler. (FURKAN/12)
    Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. (MÜLK/7)
    -

    Azap sürekli olacak ve hafifletilmeyecek
    Sonra o zulüm yapanlara "Tadın bakalım şu ebedi azabı!" denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?" (YUNUS/52)
    Cehennem ateşinden çıkmak isterler. Ama oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır. (MAİDE/37)
    Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır. (AL-İ İMRAN/88)
    Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir. (BEYYİNE/6)
    -

    Heryandan ölüm gelecektir
    Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir. (İBRAHİM/17)
    -

    Ateş azabı olacaktır
    Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (NİSA/56)
    Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar.
    O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür. (ZARİYAT/12-13)
    -

    Demir kamçılarla kamçılanacaktır
    Bir de bunlara demirden kamçılar vardır. (HAC/21)
    -

    Başlarının üstünden kaynar su dökülecektir
    Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenler için ateşten elbiseleri biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. (HAC/19)
    -

    Cehennemde giyecekleri
    Gömlekleri katrandandır ve yüzlerini ateş kaplar. (İBRAHİM/50)
    Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenler için ateşten elbiseleri biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. (HAC/19)
    -

    Cehennemde yiyecekleri
    Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.
    Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız. (VAKİ'A/52-53)
    Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.
    O da ne besler, ne de açlığı giderir. (ĞAŞİYE/6-7)
    Nasıl, bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı?
    Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık.
    O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.
    Tomurcukları şeytanların başları gibidir. (SAFFAT/62-65)
    Gerçekten zakkum ağacı,
    Günahkârların yemeğidir.
    O pota gibi karınlarda kaynar.
    O, kızgın bir sıvının kaynaması gibidir. (DUHAN/43-46)
    Bir irinden başka yiyecek de yok. (HAKKA/36)
    -

    Cehennemde içecekleri
    Üstüne de kaynar su içeceksiniz.
    Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz. (VAKİ'A/54-55)
    Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır. (EN'AM70)
    Ardından da Cehennem vardır, orada kendisine irinli su içirilecektir.
    Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir. (İBRAHİM/16-17)
    Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir. (ĞAŞİYE/5)
    Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir şey.
    Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler). (NEBE/24-25)
    Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır. (SAFFAT/67)
    Dönüşünüz hep O'nadır. Allah'ın vaadi haktır. Herşeyi ilk baştan yaratan O'dur. Sonra iman edip salih amel işleyenleri hak ettikleri ölçüde mükâfatlandırmak için geri döndürecek olan yine O'dur. Kâfirlere de inkâr ettikleri için kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap vardır. (YUNUS/4)
    İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir. (SAD/57)
    -


    Allah onlarla konuşmaz
    (Allah) buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana konuşmayın artık. (MÜ'MİNUN/108)
    Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır. (AL-İ İMRAN/77)
    -

    Cennettekilerden su ve rızık isteyeceklerdir
    Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler. (A'RAF/50)
    -

    Cehennemden kaçış olmayacaktır
    Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır. Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar. (KEHF/53)
    -

    Yok olmayı isteyeceklerdir
    Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım." (NEBE/40)
    Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.
    (Onlara şöyle denilir) Bu gün bir yok olmayı değil, nice yok olmaları isteyin! (FURKAN/13-14)
    Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin artık bizi öldürsün." diye seslenirler. Mâlik de: "Siz böylece kalacaksınız." der. (ZUHRUF/77)
    --
     
    omR, Tülin ve isa bunu beğendi.
  3. onlycihan

    onlycihan Kayıtlı Üye

    Yaş:
    36
    Katılım:
    13 Ekim 2012
    Mesaj:
    545
    Alınan Beğeniler:
    132
    Şehir:
    İstanbul
    Ad Soyad:
    Cihan Taşkıran
    Yaşadığınız Şehir:
    34-İSTANBUL
    Araç Modeli:
    Hyundai Marka Aracım Yok
    vay halimize bz şimdiden yanmışız:RpS_sad:
     
  4. isa

    isa Vip Üye

    Yaş:
    44
    Katılım:
    5 Mart 2012
    Mesaj:
    3,374
    Alınan Beğeniler:
    490
    Şehir:
    TÜRKİYE
    Ad Soyad:
    İSA K.
    Yaşadığınız Şehir:
    34-İSTANBUL
    Tövbe kapısı hiç kapanmaz


    Allah'ın yüce ve sonsuz rahmeti, günahlarımızdan çok daha büyüktür. Yeter ki zaman varken, iş işten geçmeden yüce Rabbin tövbe kapısından geçelim. O kapı hiç kapanmaz. Her daim açıktır

    Peygamberimiz hayatında tek bir defa hac yapabilmiştir. Ondan sonra hac yapamadığı için de bu haccına "veda haccı" denilir. İki veya üç kez de umre yaptığı biliniyor. Son veda haccında Arafat Meydanı'ndaki veda hutbesini irad ettikten sonra özel bir dua eder. Ancak bu duasına cevap gelmez. Yaptığı dua şudur: "Ya Rabbi! Ümmetim içinde zalim ve mazlumlar olacak. Eğer zalime yaptığı zulüm karşılığında adalet uygularsan, onların kurtuluş imkanı olmayacaktır. Sen dilersen mazluma uğradığı zulümden dolayı cenneti, zalime de affı vermeye güç yetirirsin." Dua budur. Yalnız Arafat'ta bu duaya Rabbimiz'den cevap gelmedi. Hz. Peygamber (s.a.v.), Müzdelife denilen ve Arafat ile Mina arasında yer alan bölgeye akşam olunca geçti. Burada şeytana atılacak taşlar toplanacaktır. Haccın önemli yerlerinden birisidir. Hz. Peygamber (s.a.v.), burada da duasını tekrarlar. Ancak duaya bir cevap gelmez. Ancak sabaha doğru Mina'ya geçilmeden önce Hz. Peygamber'in (s.a.v.) Arafat'ın ufkuna bakıp gülümsediği görülür. Sahabeler hemen sorarlar: "Ey Allah'ın elçisi, Arafat'tan bu yana sizi düşünceli gördük. Müzdelife'de de öyleydiniz. Ama şimdi sizi gülümser görünce rahatladık. Bunun sebebi nedir?"

    'ALLAH İYİLERİ BAĞIŞLADI'
    Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle cevap verdi: "Ben Arafat'ta özel bir dua etmiştim. Ama duama cevap gelmedi. Burada da duamı tekrarladım. Nihayet Cebrail bana duamın kabul edildiği haberini iletti: "Allah iyi olanlarınızı bağışladı. İyilerinizi kötüleriniz hakkında şefaatçi kıldı.' İnen rahmet onları da kapsadı. Buradan yeryüzüne dağıldı. Tövbe edip, dilini ve elini sakınan herkese ulaştı." Şeytan ve askerleri Arafat dağı üzerinde Allah (c.c.) nasıl cevap verecek diye bekliyorlardı. Bana verilen bu cevabı işitince bazılarına toprak saçarak dağıldılar. Dediler ki Allah'ın rahmeti kötüleri de kapsadı. Artık kötüler de ümitsiz olmayacak. İşte ben onların bu halini görünce gülümsedim." (Ahmed, Müsned, IV, 515) Ümitsizlik büyük günahlardan biridir. Allah'ın yüce ve sonsuz rahmeti elbette ki günahlarımızdan çok daha büyüktür. Yeter ki zaman varken, iş işten geçmeden yüce Rabbin tevbe kapısından geçelim. O kapı hiç kapanmaz. Her daim açıktır. Yüreğini açan herkese kucak açmaktadır


    ***
    Ya rabbi senin rızan için
    Hz. Peygamber anlatıyor: Üç kişi yolda giderken sağanak yağmura yakalanıp, bir dağın mağarasına sığındılar. Sığındıkları mağaranın önüne, dağın üzerinden bir kaya düşüverdi ve mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine içlerinden biri şöyle dedi: Allah için işlediğimiz bir iş varsa, hatırlayalım ve onu vesile ederek Allah'a dua edelim, belki bizi bu beladan kurtarır." Bundan sonra içlerinden biri: "Ey Rabbim! Benim pek yaşlı anam babam vardı ve bir de küçücük çocuklarım. Onlara ben bakardım. Otlaktan koyunlarımla döndüğümde, koyunları sağar ve yavrularımdan önce ana babama süt içirir, onları beslerdim. Bir gün geç kaldım, karanlık bastıktan sonra gelebildim ve ana babamı uyumuş olarak buldum. Yine her zamanki gibi, koyunlarımı sağdım çocuklarım açlıktan ağladıkları halde, ana babamdan önce onları beslemeyi, onlara süt içirmeyi uygun bulmadım. Ana babamı uyandırmaya kıyamadığım için, sabaha kadar başuçlarında bekledim. Ya Rabbi eğer bu amelim senin yanında kabul olunup, rızanı kazanmışsa, göğü görecek kadar olsun, önümüzü açıver" dedi. Allahü Teala da, kayayı biraz kaldırmak suretiyle bir miktar açtı ve gökyüzünü gördüler. İkinci kişi: "Ey Allah'ım! Bir akrabamın kızı vardı. Onu, bir erkek, bir kadını nasıl severse öyle aşırı bir sevgi ile seviyordum. Bir gün kendisiyle beraber olmayı arzu ettim. Kanmadı; 'Yüz dinar getirmedikçe olmaz' dedi. Bu parayı biriktirinceye kadar çalıştım ve bu arzum tam gerçekleşmek üzere iken amcamın kızı, 'Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork ve ancak Allah'ın hakkı olan nikah ile bana yaklaş' dedi. Bunun üzerine derhal vazgeçip kalktım. Eğer bunu senin rızan için yaptığımı kabul ediyorsan, kayayı biraz daha aç" dedi ve Allahü Teala da kayayı biraz daha açtı. Üçüncü kişi ise şöyle dedi: "Ey Rabbim, ben bir miktar pirinç karşılığında, birini ücretli olarak çalıştırıyordum. İşini bitirdiğinde 'Hakkımı ver' dedi, verdim ama sonradan almak istemedi ve gitti. Ben de o pirinci ekmeye devam ettim ve ondan elde ettiğim kazanç sonunda, çobanları ile birlikte bir inek sürüsü temin edinceye kadar ekedurdum. Alacaklı günün birinde geliverdi ve, 'Allah'tan kork, alacağımı ver' dedi. Ben de kendisine, 'Çobanları ile birlikte duran şu ineklerin yanına git ve onları al' dedim. Adam, 'Allah'tan kork! Ve benimle alay etme!' dedi. 'Alay etmiyorum, onlar senin, onları al' dedim. Ve o da aldı gitti. Ey Allah'ım eğer bunu senin rızan için yaptıysam, mağaranın kapısının kalan kısmını da aç" diye dua etti. Allahü Teala da, mağaranın kapısını onlara çıkıp gidebilecekleri kadar açtı ve ışığı gördüler. Onlar da yollarına devam ettiler
     
    omR ve Tülin bunu beğendi.
  5. Murat

    Murat Vip Üye

    Yaş:
    40
    Katılım:
    21 Ocak 2013
    Mesaj:
    8,300
    Alınan Beğeniler:
    5,911
    Cinsiyet:
    Erkek
    Şehir:
    TÜRKİYE
    Ad Soyad:
    Murat
    Yaşadığınız Şehir:
    26-ESKİŞEHİR
    Araç Modeli:
    Santa Fe (2001-2012)
    ALLAH razi olsun.

    LG-E975 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
     

Bu Sayfayı Paylaş