MARS'TA YAŞANABİLİR Mİ? » HABERLER » FANTASTİK EDEBİYAT linke ait sayfadan alıntıdır. MARS'TA YAŞAYANABİLİR Mİ? Yazan: andurill Çevre kirliliğinin hızla artması, dünya nüfusunun önlenemeyen yükselişi, süper volkan patlamaları, sera gazının artışı ve buzulların erimesi, güneşin ömrünün tükenmeye başlayıp "kızıl dev" denen biçimi alması, buzul çağının yeniden başlaması, nükleer, biyolojik veya kimyasal silahların kullanıldığı savaşlar... Bu sorunların herhangi biri dünyanın artık yaşanılamayacak bir gezegen haline gelmesi için yeterlidir. Bu yüzden bilim adamları diğer gezegenlerde koloni kurmanın ve bu tip gezegenlerin koşullarını dünyaya benzetmenin, yani insanoğlu için yaşanılabilir hale getirmenin yollarını aramaktalar. Neden Mars? Yukarıda Güneş Sistemiyle gezegenlerin büyüklükleri orantılı olarak görülmektedir. Merkür'ün gündüz vakti ortalama yüzey sıcaklığının yaklaşık 350 C olduğunu ve yerçekiminin Dünya'nınkine oranla çok daha az oluşu, Güneş Rüzgarları'nın atmosferinde yarattığı etkiler bu gezegen üzerinde koloni kurmayı imkansızlaştırmaktadır. Venüs kütle bakımından Dünya'ya en yakın gezegenlerden biridir. Yerçekimi de bu sebeple Dünya'daki oranlara yakındır. Ne var ki atmosferi insanlar için ölümcüldür. Atmosferi Dünya'nınkinden yaklaşık doksan kat daha yoğundur ki suyu solumaya çalışmak daha mantıklı bir hareket olur. Yüzey sıcaklığı sera gazlarının da etkisiyle 400 C' ye yakın bir gezegen olan Venüs, bu sıcaklıkla Güneş Sistemi'ndeki en sıcak gezegen olmaktadır. Ayrıca önemli bir manyetosfer yaratamaması onu Güneş Fırtınaları'na karş savunmasız bırakmaktadır ve bu durum yüzeyinde büyük çaplı gaz fırıtınalarına sebep olmaktadır. Devasa volkanik patlamaların yüzeyde yarattığı yıkım ve atmosfere salınan sülfür bazlı gazlar ise bu duruma tuz biber ekmektedir. Kısacası Venüs'te koloni kurmak yerine Cehennem'de kurmak daha akıllıca bir seçim olacaktır. İç Güneş Sistemi denilen gezegenlerden geriye bir tek Mars kalmaktadır. Evet, Güneş'e bizden daha uzaktadır ve bu yüzden Dünya'dan daha soğuktur. Ama Mars'ın daha önceleri nemli ve sıcak bir gezegen olduğu yönünde bulgular elde edilmiştir. Evet, tamamen kuru bir gezegendir. Ama kutuplarında buz kütleleri vardır ve yüzeyinde bulunan jeolojik kalıntılar Mars'ın yüzeyinde daha önceleri de su olduğunun kanıtını taşımaktadır. Bunun dışında Dış Güneş Sistemi'de denen diğer dev gezegenler de vardır. "Gaz devleri" de denilern bu gezegenlerin hiçbiri üzerine koloni kurmaya elverişli değildir. Mesela Jüpiter'in atmosferi helyum, hidrojen gibi gazlardan oluşmaktadır ve en büyük uydusunun büyüklüğü Merkür kadardır. Devasa kütlesi ve neden olduğu yerçekimi insanın yaşamasını imkansızlaştırır. Aynı nedenden ötürü oluşan siklon fırtınaları gezegenin büyük bir bölümünü etkisi altına almaktadır. Satürn, Uranüs ve Neptün de Jüpiter'inkine benzer atmosferlere sahiptirler. Güneş'ten fazlasıyla uzak olmaları nedeniyle bu gezegenler oldukça soğukturlar. Bu koşullar altında Mars en makul tercih olmaktadır. Güneş'e olan uzaklığı, jeolojik yapısı, su buzlarının varlığı ve kütlece Dünya'ya benzerliği Mars'ın kolonileşme ve yaşanılabilir kılma da en önemli tercih yapmaktadır. Peki bu nasıl olacak? Mars nasıl üzerinde insanların yaşayabileceği bir gezegenen dönüşecek? Dünyaya Benzetme Çabası Marsı "yaşanılabilir hale getirilme işlemi" birçok küçük aşamadan oluşmaktadır. Ama en temel ve en önemli iki unsuru Dünya'dakine bezer bir atmosfer üretimi ve sıcaklığın yükseltilmesidir. Mars atmosferi, yerçekiminin de etkisiyle oldukça incedir ve Dünya'ya nazaran oldukça düşük bir yüzey basıncı vardır. Mars atmosferi %95 karbon dioksit, %3 azot, %1,6 argon içermektedir. Ayrıca oksijen, su ve metan izlerine de rastlanmaktadır. Gezegen ısınmaya başladığında kutuplardaki buzullar erimeye başlayacaktır. Büyük bölümünü oluşturan karbon dioksit sera etkisiyle Mars'ın yüzey sıcakığının artmasına katkıda bulunacaktır. Yüzey ısıtılmasında Mars yörüngesine belli açılarda yerleştirilen dev aynalar önemli bir rol oynayacaktır. Mars'ın gecede kalan yarısını ve kutup buzullarını Güneş'ten gelen ışığın yönünü değiştirerek gezegenin soğurması sağlanacak bu sayede atmosferin ısıtılması hızlandırılmış olacaktır. Mars'ın yüzeyini ısıtmada kullanılması planlanan "Yörünge Aynaları"ndan birisi. Gezegenin yüzeyinde sadece kutuplarda su buzlarının olması yaşanılabilir hale getirme işleminde büyük bir sorun olmaktadır. Mars atmosferini oluştururken yaşanacak su sıkıntısı ise buz asteroidlerinin Mars yüzeyine çarpmasını sağlamakla veya Jüpiter ve Uranüs gibi dev gezegenlerin yörüngelerinde sürüklenen buz uydularından veya Ceres gibi cüce gezegenlerden taşınarak sağlanabilir. Elbette bu tür yörüngesel müdahaleler Mars'ın jeolojik dengesinin bozulmasına da yol açabilir. Gezegenin atmosferinin yeniden oluşturulmasında bir diğer önemli adım Mars'ın amonyak ekisiğini kapamaktan geçmektedir. Bilim adamları Güneş Sistemi içerisinde sürüklenen birçok asteroidin amonyak içerdiğini iddia etmektedirler. Doğru açılarla yön verildiği takdirde bu asteroidler Mars atmosferine girecek ve amonyak açığını kapatacaktır. Ayrıca amonyağın (NH Yukarıdaki resimde şimdiki Mars'ın yaşanabilir Mars'a dönüşümünün aşamaları gösterilmektedir. Metan veya Hidrokarbon açığı ise Titan'ın (Satürn'ün en büyük uydusu) atmosferinden ve yüzeyinden taşıyarak kapatılması mümkündür. Gezegene bu tür hidrokarbon transferleri atmosfer basıncının daha hızlı ve daha etkili bir şekilde yükselmesine yardımcı olabilir. Ayrıca bazı kimyevi reaksiyonlar sonucu metan veya diğer hidrokarbon bileşiklerinden su sentezlenebilir. Ama bu tür reaksiyonlar için belli miktarda ısıya gereksinim vardır. Marsın Rengi Mars toprağının rengini değiştirerek Güneş'ten gelen ışınların uzaya geri yansınamasının önüne geçilebilir. Bu sayede Mars atmosferi daha hızlı ısınacaktır. Yüzeyin belli bölümlerini siyah tozlarla kaplamak veya yüzeye büyük miktarlarda belli liken, alg ve bakteri türleri taşımak da toprağın rengini değiştirecek ve Güneş ışımasının önemli bir bölümünün gezegen içinde kalmasını sağlayacaktır. Özellikle likenler bu tip işlemler için oldukça uygundur. Bu mikroskobik simbiyozlar en zor şartlarda hayatta kalabilmektedirler. Ayrıca gezegene taşınan mikroskobik canlılar oksijen üretimine ufak da olsa katkıda bulunabileceklerdir. Sonuçta atmosfer kalınlaştıkça ısı ve basınç dünya atmosferininkine yaklaşacaktır. Belli oranda okisjen seviyesine ulaşıldığında bazı dayanıklı bitki türleri Mars yüzeyine ekilebilecektir. Bütün bunların dışındaki en büyük sorun Mars'ın çok zayıf bir manyetosfere sahip olmasıdır. Dünya diğer iki kardeşine göre (Venüs ve Mars) oldukça güçlü bir manyetosfere sahiptir. Dünya bu sayede Güneş Rüzgarları'nın yıkıcı etkilerinden kurtulur ve atmosferini korur. Ama Mars, tıpkı Venüs gibi bu tür korumadan yoksundur. Bu yüzden atmosfer Dünya'nınkine bezetilse bile Güneş radyasyonunun zararlı etkileri gezegen yüzeyini tehdit edecektir. Dünya manyetosferi ve Güneş Rüzgarları Yakın zamanda NASA Mars yüzeyine etki eden güneş radyasyonu miktarını ölçmek için bir sonda fırlatmıştır. Bu sondadan alına verilere göre Mars yüzeyindeki radyasyon miktarı Uluslararası Uzay İstasyonu'na etki eden miktarın yaklaşık 2,5 katıdır. Bilimsel olarak en büyük engellerden biri olan manyetosfer eksikliğini gidermek için bazı araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde İngiliz bilimadamları astronotları güneş radyasyonundan korumak için "kişiye özel manyetosfer" yapmayı planlamaktadırlar. Çok da uzak olmayan bir gelecekte bu gibi "kalkanları" daha büyük alanlar için, hatta bir gezegen için inşaa edilmesi işten bile değildir. Yukarıda bahsettiğim çalışmaların onlarca yıllık bir zaman dilimine ihtiyacı olduğunu söylememe gerek yok. Oldukça maliyetli bir çalışma olacağa benzeyen "Yaşanılabilir Mars" projesi şu an için sadece bir hayal. Yirminci yüzyılın başında Ay'a gitmek de bir hayaldi. Kendiliğinden açılan kapılar, cep telefonları sadece Star Trek'e özgü "bilimkurgu saçmalıkları" idi. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana insanlığın yaptığı teknolojik sıçrama göz önüne alındığında Mars'a yeni koloni yerleşimleri kurmak çok da uzak bir hayal değil...