<TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%"> <TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%"> <TD style="PADDING-LEFT: 3px" width="50%" align=left ="hurriyet2008_detail_pasiftext"> <TD width="50%" align=right ="hurriyet2008_detail_pasiftext"> <DIV style="PADDING-LEFT: 3px; WIDTH: 100%" ="hurriyet2008_detail_text"> <DIV style="PADDING-LEFT: 5px; WIDTH: 300px"> <DIV style="TEXT-ALIGN: center; WIDTH: 300px"> <TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 align=center> <DIV style="WIDTH: 300px"> <DIV style="WIDTH: 300px"> <TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 align=right valign="top"> <DIV style="WIDTH: 300px"> <DIV style="WIDTH: 300px"> <DIV style="WIDTH: 300px" id=relatedNewsDiv> <DIV id=divAdnetKeyword>Yerli malı araba olayı son günlerde gündemin en önemli konularından birisi. Başbakan Erdoğan, 'baba'lara dönerek, 'hadi yapın şu işi' deyince sektörden farklı farklı tepkiler geldi. Kimisi 'teknolojimiz yetmeyebilir' dedi, kimisi 'yaparız bizim neyimiz eksik...' Tartışma bir süre daha devam edeceğe benziyor. Türkiye kendi aracını üretecek mi üretmeyecek mi veya gerçekten üretmesi gerekiyor mu? Yoksa Türkiye otomotivde bir yatırım üssü mü olmalı... Üretirsek bu aracı dünya pazarlarına nasıl sunabiliriz? Sanayi Bakanı'nın söylediği gibi 150 binlik bir satış yeterli olur mu? Sorular çok, yanıtları farklı. Tüm bu sorular, cevaplar ve tartışmalar arasında aklıma geçenlerde okuduğum bir kitap geldi. Huzurlarınızda Spor Anadol... <DIV style="WIDTH: 130px"> <DIV style="PADDING-LEFT: 10px; WIDTH: 120px; 000: "> <DIV style="PADDING-BOTTOM: 2px; WIDTH: 120px; FONT-FAMILY: Arial; COLOR: #fff; FONT-SIZE: 11px; FONT-WEIGHT: bold; PADDING-TOP: 2px">Eren GÜLER yazıyor <DIV style="PADDING-BOTTOM: 2px; PADDING-LEFT: 10px; WIDTH: 110px; FONT-FAMILY: Arial; COLOR: #fff; FONT-SIZE: 11px; FONT-WEIGHT: bold; PADDING-TOP: 2px; e10000: ">hurriyet.com.tr Kitabın adı 'Huzurlarınızda Spor Anadol'. Yazarı ise iki gazeteci, Aydın Demirer ve Özgür Aydoğan. Anadol'un üretim süreçlerine ve hikayesine dair birçok ilginç bilginin yer aldığı kitapta benim aklımda kalan bir bölüm var. Anadol'un üretim sürecinde Otosan ile özellikle fiberglas teknolojiler konusunda çok yetkin bir İngiliz firma olan Reliant arasındaişbirliği yapılır. Reliant, malzeme tedariği, mühendislik ve çeşitli konularda Anadol projesine ciddi katkı sağlar. Bu şirketin bir de başmühendisi vardır, adı John Crosthwaite... Gerisini aynen kitaptan aktarıyorum... "Bu arada Crosthwaite sık sık Türkiye'ye geliyor, Otosan mühendisleri ile sohbet ediyordu. Bunlardan birinde mühendis Kadri Nişel'e Kore'den bir teklif aldığını ve İngiltere'yi bırakıp
https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley20.gifhttps://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gifhttps://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gif İlginç.....ve de birilerine kapak olmalı...https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley2.gif
bizdeki "babar" üretmektense baş bayiliği, distribütörlüğü, yedek parça temini gibi konularla uğraşıyor, demek ki böylesi daha karlı, bu babaların hepsinin anadol üretecek gücü var ama hiçbirinincesaret edecek yüreği yok mu demeliyiz!!! üretsinler ilk müşerileri ben olurum. Düzenleyen : murat_dastan
En ilgimi çeken kısmı şu cümle : Otomotiv işine bizden sonra başlayan Hyundai'nin geldiği yer ortada, dünyanın en büyük otomotiv şirketlerinden birisi oldu.
Onlar vatanı kalkındırmak...bizimkiler cüzdanı kalkındırmak için.... Aramızdaki çalışma farkı bu...https://www.hyundaiclubtr.com/forum/https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley6.gif
https://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gifhttps://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gifhttps://www.hyundaiclubtr.com/smileys/smiley32.gif Düzenleyen : onur_team