Aracı yeni teslim aldık, 1000 km dolaylarında. Bayiden garantili şekilde BRC MY 11 LPG kiti montajlı teslim aldım. Prime Plus A/T versiyonu. Tune düşünmüştüm ilkin ama navigasyon ve sunroof yerine bir kaç noksanı/fazlası ile geçen yılın serisi olan Prime Plus'ı sırf keyless ve daha dokunaklı bulduğumuz iç döşemesi için tercih ettik. Diğer aracım uzun süredir kullandığım Skoda Fabia, kaza geçirince uzunca bir süre serviste yatması icap ettiğinden (hâla tamirde) dayanamayıp bir günde verilmiş bir karar ile aklımızın köşesinden geçmezken aldık bu aracı, umarım memnun kalırız. Yol tutuşu yeterli fakat arkada sanırım independent bir bağlantı yok süspansiyonlarda, yarı bağımsız olacak ki bunu hissettiriyor. Ses yalıtımı çok başarılı, motor şırıl şırıl sakin akıyor, hoş fakat o davlumbaz içleri kum tanelerinin çıtırtılarını veriyor, esasen eşşek versiyon Fabiamın dizel motorunun sesinden içerde konuşulmasa da davlumbazlardaki halıflex taş toz sesi vermiyor Bir diğer kıl olduğum noktası, camların tek dokunuş özelliği, sadece şöför camında aşağı olarak var, ilginç. Kötü Fabia'da çift camda hem aşağı hem yukarı, bunu epey arıyor elim açıkcası ama araç henüz yeni diye sigara içmiyorum :RpS_cool: Yine şu ayna ayarlama butonları, ışık koyulmamış, bunlar çok siniri bozuyor ufak şeyler ama, yine kötü Skoda'da o da var Hayır anlamadığım mevzu, cruise control, keyless-go, geri görüş kamerası vs... uçuk donanımlar sayılabilecek şeyleri muhteviyatında barındıran bir arabada şu ufak detaylar ne kadar maliyet düşürebilir, düşürdüğü maliyet, yitirdiği prestij maliyetinden ne kadar fazla olabilir esasen merak konum. Ama yine de şunu söylüyorum, alternatiflerimde hepsi 0 km olacak şekilde, Ford Focus, VW Jetta, Avensis, Civic, Octavia gibi modellerden bir şey seçemeyince ki bu konuya daha detaylı başka bir yerde değinebilirim, Elantra kararını aniden verdim. Zira arka diz mesafesine vuruldum diyebilirim, bir de şaft tüneli yok ki ortada tadından yenmiyor Bir de şu torpido ve dış kısımdaki USDM tasarım çok etkileyici geldi bana. Hasılı, umarım güzel vakit geçiririz, çeşitli forumlarda on binlerce mesajlı üyeliğim ve sağlam bir araba sevdam vardır, umarım burada da sizlerle tanışıp güzel vakit geçiririm NOT: Motorcuyumdur, motorsikletçi üye varsa tanışmak isterim. Aracın bir kaç fotoğrafı;
merhaba arkadaşlar bende bunun grisi var 2012 model ve 6254 km de ilgilenen varsa satmayı düşünüyorum
https://www.hyundaiclubtr.com/forumdisplay.php?37-İkinci-El-Satanlar bu bölüme ilan açabilirsiniz ayrıca https://www.hyundaiclubtr.com/showthread.php?25916-ÖNEMLİ-PROFİL-BİLGİLERİNİN-GÜNCELLENMESİ-!
Aracınız hayırlı olsun hoşgeldiniz kazasız belasız sürüşler son zamanlardaki en iyi tasarımlı aracın sahibi olmak iyi bir duygudur herhalde
Efendim teker teker alıntılayıp hepinize lafzi olarak teşekkür etmek isterdim ama teşekkür butonunu atladığım kimse yoktur umuyorum, çok saolun hoş karşılamanız için. Esasen camlarda "auto down" oluşu ve bunun sadece sürücü camında oluşu, fakat İ20'de her ikisinin de oluşu konusunu bizzat ben de tecrübe ettim. Zira Skoda ile kazayı yaptıktan sonra ikame araç olarak 12 gün sûretle bir İ20 kullandım ve Hyundai markasına yönelmemde etkileri olmadı diyemem. Aklımda epey farklı yer etmiş Hyundai geçmişteki izlenimlerden ama çağ atlamış oldukları bir gerçek. Bir diğer etken ise (malumunuz olsun alanım İktisat) G.Kore'nin bir araştırma konumda geçmesi idi. G. Kore Türk İktisat Doktrinlerinde epey örnek verilir zira bağımsızlığımızı kazanışlarımız olsun, başlangıçtaki nüfus ve gelir düzeylerimiz olsun hep benzerdir. G. Kore hükümetinin ithal ikameci sanayileşme politikasını tam uygulayabilmesi, bizim 24 Ocak kararları ile bundan vazgeçirilmemiz vs... bi çok etken/konu var. Kore hükümeti karşısına sanayicileri alıyor ve diyor ki, aha araba, Avrupa'dan getirdim, sökün, takın... Adamlar nası yapmış bakın, bunun gibisini yapın diyor. (zaten Samsung da Apple'dan feyizlenir) Uzunca bir süre zaten bu, katlanılmış bir kayıp, devlet Kia, Hyundai gibi markaları koruyor, vergiden muaf tutuyor, subvansiyon veriyor vs... Fakat bir türlü her şeyi deneseler de yine o klişeleşmiş "Avrupa araba" olgusunu tutturamıyorlar 2000'lerin başına kadar, muhakkak süper makineler otomobiller yapıyorlar fakat düşük maliyet ve yüksek kalite hissi oturmuyor. Hükümet ise tekrar karşılarına alıyor bu adamları, yetmez... diyor ve dünya pazarına girecek kalitede ve fiyatta, erişilebilir modern arabalar yaptınız yaptınız, yapamazsanız bütün sanayici koruma politikalarını kaldırırım diyor, demesiyle beraber İ serisi ve sonrası açık net Şimdi Hyundai'in önünde marka olabilmek var. Tamam arabalar artık güzel, full bir İ30, VW Golf'ten aşağı kalmıyor ama işte hani arada şu, "bu VW yahu" olayı var ya, onu sağlamak peşinde artık bu Kore markaları, taklitle başlayan yolculukta artık özgünleşmeye giderek bi çeyrek asır sonunda bu kalkınmayı sürdürürse çeşitli sponsorluklar, motor spor etkinlikleri vs... yerlere gelebilir, zira epey satıyorlar, yeterli sermaye birikimi oluşabilir. Adamlar dünyaya sattıkları Samsung, Hyundai, KIA gibi markalar ve türevleri ile ülkeye kaynak çekiyor, dış ticaret fazlasını koyacak yer arıyor şimdi. Fakat 1980'e kadar TR'deki ithal ikameci sanayileşme politikalarını da biliyoruz, yarım asır boyunca tek yenilik yapmaksızın, hidrolik direksiyondan başka bir şey koymadıkları otomobili aralıksız BMW parasına sattılar. Şimdi o yüzden ithal ikameci koruma politikası korunan sanayiyi şımartır mı? Yoksa Hyundai-KIA gibi kalkındırır mı..? Konumuz bu Sözü uzattık, kısası adamlar yapmış Ben beğendim bi kaç ufak tefek eksiğinin dışında.