[h=2]Bir gezi sayfasından alıntıdır. Peru, Arequipada bir Türk Restoranı[/h]Biliyorsunuz bir İzmirli olarak yeme içme konusunda Güney Amerikada çok zorluk çekiyorum. Şöyle güzel bir sebze yemeği olsa, misler gibi enginar olsa kereviz olsa da yesem diye düşlere dalıyorum. Gittiğim her yerde bir umut belki benim damak tadıma yakın yiyecekler bir şeyler bulabilirim diye hemen arayışa geçiyorum. Sonunda Arequipada muradıma erdim. Öyle bir patlıcan ezme yedim ki, ilk çatalı aldığım zaman bildiğiniz gözlerim doldu, boğazım düğümlendi. Utanmasam hüngür hüngür ağlayacaktım. İnsan ne kadar da özlüyor bu tür yemekleri. Arequipada otelime yerleştikten sonra resepsiyondaki görevliye umutsuz bir şekilde Burada Türk lokantası var mı? diye sordum. Adam yakınlarda iki tane olduğunu söyleyerek otele en yakın konumdaki restoranı tarif etti. Kesin arap lokantasıdır diye düşünerek restorana doğru yola çıktım. Volkanik kayadan yapılmış tarihi bir binada yer alan restoranı görünce Burası kesin benim bütçemi aşar ama en azından menüye bakayım dedim. İçeride menüye bakarken türk yemeği isimleri gördükçe heyecanlandığımı farkeden garson merakla yanıma yaklaştı. Garsona Türkiyeden geldiğimi, uzun zamandır türk yemeği yemediğim için heyecanlandığımı söyleyince, Garson, Bizim patron da türk, tanışmak istersen gidip ona haber vereyim dedi. Tabii ki isterim diyerek terastaki masalardan birine oturdum. Beş dakika sonra restoranın 40 yaşlarındaki sahibi İbrahim Veyssal yanıma yaklaştı, 40 yıllık tanış gibi sarılıp türk usülü öpüştük. İbrahim, göç etmeyi yaşam biçimi haline getirmiş ilginç bir adam. Hayatı boyunca oradan oraya göç edip durmuş. En sonunda bir Peruluya aşık olunca tası tarağı toplayıp kendini Peruya atmış. Şimdi Peruda gerçekten çok lüks bir restorana, şirin bir cafeye ve bir fast food zincirine sahip. Onunla sizin için küçük bir söyleşi yapma fırsatım da oldu. Aşağıda okuyabilirsiniz. Paladar Paladar Paladar Paladar'ın mutfağı Paladar İbrahim, Peruda ilk olarak küçük bir dönerci ile işe başlamış sonra işleri büyütmüş. Şu an fast food zinciri haline gelen El Turkonun 6 şubesi var. Şehrin merkezi caddelerinde ve lüks alışveriş merkezlerinde El turconun seymen kıyafetli maskotu ile karşılaşmanız mümkün. El Turkolarda çalışan personel Türk bayraklı tişörtler giyip başlarına da nazar boncuklu bandanalar takıyorlar. Menülerde ise yiyeceklerin türkçe isimleri yazıyor. Alışveriş merkezlerinden birinde yer alan bir şubelerini iyice inceleme şansım oldu. KFC, Mc Donalds gibi uluslararası zincirlerden daha fazla müşterisi vardı El Turkonun. El Turko El Turko El turco'dan Adana Kebap San Francisco caddesindeki El turko şubesi El turko'dan El Turko El Turko Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1971 yılında Bulgaristan, Haskovda doğdum., ilk gençliğim Haskovda geçti. 1986′dan itibaren Bulgaristanda bizim için yaşam zorlaşmaya başladı. zorunlu ad değişimi ve bunu takip eden olaylar nedeni ile Bulgaristandan ayrılmak zorunda kaldık. 88-89 yılında Türkiyeye son göç edenlerden biri de bizim ailemiz. Hatta biz Kapıkuleden geçtikten 4 saat sonra sınır kapısı kapanmıştı. İbrahim Veyssal Türkiyede nereye göç ettiniz? Bizim amcaoğulları Adapazarında yaşıyorlardı o yüzden doğrudan Adapazarına gittik. Türkiyede neler yaptınız? Okula mı gittiniz yoksa doğrudan çalışmaya mı başladınız? Ben Türkiyede okula gitmedim, ablam devam etti üniversiteye. Bulgaristanda uğraştığımız iş fırıncılık- pastacılık üzerine olduğu için Adapazarında ilk olarak bir mahalle pidecisinde çalışmaya başladım. Daha sonra kumaşçıda, fotoğrafçıda, marmaris gibi tatil beldelerinde turiszm sektöründe çeşitli işlerde çalıştım. Bulgaristanda FES Türkiyede Bulgarcı olduk Türkiye dışına çıkma kararını nasıl aldınız. Bulgaristanda nereye gitsek Fes deniliyordu, Memleketi bırakıp bu kez Türkiyeye geldik ama Türkiyede de Bulgarcı olduk. Ne oraya ne buraya ait olamıyorsun. Nereden baksan Osmanlıyız ama bu ayrımcılık olacak bir şey değil. Bir de bunun üzerine askerlik ile ilgili problem yaşadım. Bulgaristanda ülser ameliyatı olduğum için raporum vardı ve orada askere gitmemiştim. Ama Türkiyede raporumu kabul etmediler. bu canımı iyice sıktı. bir süre Bulgaristana gidip orada çalıştım. sonra yine Türkiyeye dönüp Kapalıçarşı, Lalelide bir süre çalıştım. Sonra 8 aylık bir Rusyada çalışma maceram oldu. Türkiyeden Rusyaya tekstil ticareti yaptım. Sonra bir 6 aylığına tekrar Bulgaristana gittim. Arada Çekoslovakya, Macaristan ve Romanya gibi ülkelerde de bulundum. 92 yılı gibi Türkiyedeki askerlik problemimi hala çözememiştim, türk pasaportumun süresininin dolmasına da 15 gün vardı. Almanyaya kaçak olarak gitmeye karar verdim. Türkiye sınırından romanyadaki amcamı görmeye gidiyorum diyerek çıkıp Almanya yoluna düştüm. Aşk yüzünden Peruya geldim. Almanyada neler yaptınız? Berlinde 5,5 sene kaldım. Bu süre zarfında bir çok işte çalıştım, Almanca öğrendim, İtalyanca ve aşçılık eğitimi aldım. Sonra Bir Peru kızına aşık oldum. Eşimle Almanyada tanıştıktan sonra 98 yılında beraber Peruya yerleşmeye karar verdik. Peruya ilk geldiğinizde neler yaşadınız? Burayı palmiyelerle kaplı, plajların olduğu bir yer sanıyordum. Görünce şaşırdım tabii. İlk Limada havalimanında uçaktan binip taksiye bindiğimizde etrafımızdaki evler dikkatimi çekti. evlerin hepsi yarım yarım yapılmış aynı Bursadaki, Adapazarındaki gibi evlerin üzerinde sonradan kat çıkabilmek için demirler bırakılmış. Öbür tarafta adamın biri üç tekerli seyyar tezgahın üzerinde muz satıyor. Ben bunları görünce yahu burası aynı Türkiye dedim hanıma. düşünüyorum da ben geleli 14 sene olmuş bu 14 sene boyunca Peru çok değişti ve gelişti. Ben geldiğimde Lima bile yaşanmaz bir yerdi. Peruya ilk geldiğinizde ne gibi zorluklar yaşadınız? Uzun bir süre iş bulamadım. Geldimizde önce Limaya yerleştik. Tamam iş var ama üç kuruş para veriyorlar. Almanyada biraz birikim yaptığım için çok fazla zorluk çekmedik. Önceden fırıncılık ve pastacılık bildiğim ve Almanyada İtalyan mutfağı üzerine eğitim aldığım için önce bir Peru mutfağını öğreneyim dedim. Baktım dışarıda çalışmak ile olacak gibi değil. Bari kendi dükkanımı açayım dedim. Bir dönerci açmaya karar verdim. Ama o güne kadar ancak bir iki kere döner kesmişliğim var. Burada aötığım dönercide kendi kendime döner yapmayı öğrendim. İnsanların tepkisi nasıl oldu Dönere? 99 senesinde buradaki ilk dönerciyi açtım, küçük bir dükkan, çalışan olarak da sadece ben ve eşim vardık. Benden önce yunan döneri Giros yapanlar varmış ama sen de biliyorsun Girosçuların yaptıkları döner yenecek gibi değil. Ben Dönerciyi açtıktan sonra dönerin yanına bir de kendi soslarımı ve ekmeğimi yaptım. Hani pide gibi olan çörek ekmeklerinden. Haliyle hem sunum hem de tat açısından Perulular için yeni bir şeydi benim yaptığım dönerler. Çok olumlu tepkiler aldık. Bir de biz burada esnafçılık yaptık tam Türkiyede iş yapan esnaf gibi davrandık. İnsanlara parasız ikramlarda bulunduk, dükkanı açtığımız sokaktaki tüm komşulara ikramlarda bulunduk. İlk gün hiç unutmuyorum sadece 3 dolarlık satış yapmıştık. 3 dolar 4 dolar satışlarla başladık bu işe anlayacağın. Döner işi tuttukutan sonra Türkiyeden ablam da buraya geldi beraber çalışmaya başladık. Döner dışında baklava, börek gibi yeni tatlar da sunduğumuz için insanlar bizim dönerciyi sevdiler. 6 ay sonra daha büyük bir dükkana taşındım. 1 sene sonra ise restoran açtım. Şu an El Turko dönercisinin 6 şubesi var. Paladar isimli büyük restorantımız ve bir de İstanbul isimli cafemiz var. Paladar Arequipadaki en lüks 5 lokanta içerisinde. Gerek el turco gerekse Paladar ile bir çok ödül aldık. Cafe İstanbul İstanbul Dün sizin restorantta bir patlıcan ezme yedim. Gerçekten de çok lezzetliydi. Yemekleri siz mi yapıyorsunuz. Çok özel günler dışında ben artık yemek yapmıyorum. Burada Perulu aşçılara bizim yemeklerimizi öğrettim onlar yapıyorlar. Ama yemek konusunda gerçekten katı davranıyorum. Kendi evimde yemeyeceğpim kalitedeki hiç bir ürünü işyerlerime sokmuyorum. Bu konuda katı olduğum için tüm elemanlar yemekleri nasıl yapmaları gerektiğini güzel öğrendiler. Türkiyeden Peruya gelip iş kurmak isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz olur, hangi sektörlerde açık var? burada iş yapmak hiç de zor değil. Fazla bürokratik iş yok. Kira kontratınız olsun yeter. türkiyeden gelecek arkadaşlar bana ulaşsınlar ben onlara her türlü yardımı yaparım. burada sen de görmüşsündür bir çok sektör Türkiyedeki standartlarda çalışmıyor. O yüzden ister tekstil işi yap ister manavlık yap Türkiyeden gelip burada güzel paralar kazanmak mümkün. Türkiyede İspanyolca öğrenmek için Güney Amerikaya gelmek isteyen yüzlerce insan var. Dil öğrenmek için buraya gelen arkadaşlara iş bulma konusunda yardımcı olur musunuz? Gelsinler tabii, benim buradaki işyerlerimde onlara bir şeyler ayarlarız. Eğer yolunuz Arequipaya düşerse El turko ve Paladara uğramayı ve İbrahim ile tanışmayı kesinlikle ihmal etmeyin. Özellikle Paladardaki enfes patlıcan ezmesini kesin tadın. Web sitesi; El Turko: Döner Kebab El turkonun ana şubesi ise şurada